2 Haziran 2020 Salı

Hisar Okulları Öğrencileri Regent’s Üniversitesi Yarışmalarından Ödüllerle Döndü


Lise öğrencilerinden uluslararası başarılar
Hisar Okulları lise öğrencileri Avrupa’nın en önemli tasarım okullarından Londra’daki Regent’s Üniversitesi’nin açtığı yarışmalarda ödülleri topladı. Öğrenciler Grafik Tasarım ve Multimedya kategorilerindeki birincilik ve finalistlik ödüllerinin yanı sıra, İç Mimari Tasarım yarışmasında da ikincilik ödülü elde ettiler. Regent’s Üniversitesi’nde düzenlenecek etkinliğe davet edilen öğrencilerin çalışmaları; üniversitede düzenlenecek sergide gösterilmeye değer görüldü. Bunun yanı sıra öğrenciler ve Hisar Okulları, grafik ve dijital tasarım alanında dünyaca ünlü yayınlara abonelik hakkı kazandı.
Meraklarını keşfedebilen gençler daha isabetli meslek seçimleri yapabiliyor
Yarışmada elde edilen başarılarla ilgili Hisar Okulları Lise Müdürü Gülçin Cırık Doğramacı: “Öğrencilerimize meraklarını ve yeteneklerini keşfedebilmeleri için uzun yıllardır seçmeli derslerde büyük bir çeşitlilik sunuyoruz. Multimedyadan sinemaya, mekatronikten yapay zekaya, 47 farklı alanda seçmeli derslerimiz var. Okulumuzda geçirdikleri süre boyunca tüm öğrencilerimizi içlerindeki gizli potansiyeli ortaya çıkaracak ve kendilerini tanımalarını sağlayacak çok sayıda farklı kulüp ve ders dışı çalışmaya dâhil ediyoruz. Bu yolla gelecekteki mesleklerini seçmelerini kolaylaştırıyoruz. Merak ettikleri alanlarda üretebilen, kendilerini tanıma konusunda yol alan gençler daha isabetli seçimler yapabiliyor” dedi.
‘İstanbul’ temalı kısa film ödül getirdi
Kısa film kategorisinde Seçmeli Multimedya ve Animasyon dersi öğrencileri;bu senenin teması olan “My City” kapsamında yaşadıkları şehri, İstanbul’u anlatan ve onlar için “evin” ne anlama geldiğini yaratıcı bir ifadeyle yansıtan kısa filmleriyle yarışmaya katıldılar. Bu kategoride de 12. sınıftan bir öğrenci birincilik ödülünü alırken, 11. Sınıftan diğer bir öğrenci de finalist olmaya hak kazandı.
‘Kafes’ tasarımı ile finale kaldı
Hisar Okulları 11. sınıf öğrencisi kent hayatında yaşama saygılı planlamaya ilişkin farkındalığını mimari bir tasarımla somutlaştırdı. Öğrenci okul kampüsünün bulunduğu Göktürk’te doğadaki arı kovanlarından ilham alarak gerçekleştirdiği ‘Kafes’ tasarımıyla finale kaldı. Bu yıl “IN-BETWEEN SPACES” (Arada Kalmış Alanlar) teması ile düzenlenen uluslararası yarışmada katılımcılardan; kentin içinde bir kenara atılmış, işlevsizleşmiş mekânları yaşanacak, cazip alanlara dönüştürmeleri istendi. Binaların arasındaki koridora yerleştirilen ‘Kafes’ içine girenleri doğa ile buluştururken, onlara sosyalleşmek için de uygun bir alan sunuyor.

Grafik Tasarım ve Multimedya alanında başarılar
Grafik Tasarım alanında yarışmaya katılan Seçmeli Grafik Tasarım dersi öğrencileri, bu sene belirlenen “Cultural Capital 2025” (Kültür başkenti) teması kapsamında seçtikleri bir şehir ile ilgili dinamik bir kurumsal kimlik çalışması gerçekleştirdiler. Öğrenciler, seçtikleri şehrin özünü - mirasını, kültürünü, tarihini ve şehrin çeşitli seslerini yansıtan çalışmalarını Adobe Illustrator ve Adobe Photoshop programlarını kullanarak tamamladılar. Yarışma sonucunda, 11.sınıf öğrencilerinden biri birincilik ödülü alırken, diğeri ise finalist olmaya hak kazandı.
Çiğdem Göksungur
A & B İletişim
Valikonağı Cad. No: 73/5 Nişantaşı, 34371, İstanbul
0212 233 22 38 | goksungur@ab-pr.com | www.ab-pr.com

Uluslararası Göç Filmleri Festivali, Dünyanın ‘Birbirine’ Empatiyle Bakmasını Sağlayacak



İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından 14 - 21 Haziran tarihleri arasında online gerçekleştirilecek “Uluslararası Göç Filmleri Festivali”’nin tanıtım toplantısı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımıyla yine online olarak düzenlendi. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen ‘dünyanın ilk sınırsız erişimli film festivali’yle ilgili konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ‘’Bugün göç var. Göç aslında hep var. Dilde var, zihinde var, kültürde var, sözde, sevgide var. Son yıllarda ne yazık ki göçün hep dramlarını, trajedilerini, sıkıntı ve göz yaşlarını konuşuyoruz. Şu kadar göçmen doğdu, şu kadar göçmen yakalandı. Şu kadar göçmen evlerine gönderildi. Oysa sahici bir hayat var. Aslında kendimizi korkutuyoruz. Binlerce yıldır göç eden insanlığa kapılarını kapatmayı, kimseyi görmemeyi, kimseyi duymamayı öğütlüyoruz, galiba hata yapıyoruz’’ dedi.

‘Hayatımıza katkısını sanatla anlatacağız’

‘’Artık göçün güzelliklerini, hayatlarımıza katkılarını konuşmanın, göçün ruhunu hatırlamanın zamanı geldi’’ diyen İçişleri Bakanı Soylu sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Göçün duygusunu, sanatını, insanları nasıl da kaynaştırdığını, medeniyetleri nasıl zenginleştirdiğini anlatmanın tam da zamanı. Ve kendi gerçeğimizden korkmamanın, insanlığa inanmanın zamanı geldi. Madem göç binlerce yıldır var ve madem hayatlarımıza katkısı var, o zaman göçün dramlarını ve acılarını bir kenara koyup göçün güzelliklerini, kültüre sanata katkısını yine sanatla söyleyelim, sanatla anlatalım. Uluslararası Göç Filmleri Festivali'ni düzenledik. Ve düşündük ki madem Gılgamış'ın geldiği Karkamış Türkiye'de, mademki Nuh'un gemisi bizim dağımızdadır. Mademki Roma'nın yedi göçeri bu diyardadır. Mademki göçün hikayesi Asya'dan, Afrika'dan ve Ortadoğu'dan gelerek Türkiye'de buluştu, o zaman ilk adımı buradan atalım dedik. Bu festival, dünyanın zenginliklerini göç ile keşfetmesini sağlayacak.’’



’21. yüzyıl medeniyeti iyi bir sınav vermedi’

Göç meselesinin sadece Ortadoğu ve Asya kaynaklı olmadığının altını çizen Bakan Soylu ‘Ege’de yakaladığımız kaçak göçmen taşıyan botlarda Afrika’dan adını bilmediğimiz ülkelerin vatandaşlarına rastlıyoruz. Güney Amerika’da farklı bir göç dramı yaşanıyor.Tarih boyunca var olan göç 21. yüzyılı bir karakter olarak etiketlemiş durumda. Göç sadece pasaport ve oturma izinleri üzerinden yürütülecek bir olgu değil. Sadece kaçak göçmen yakalayarak, birkaç mekanik düzenlemeyle çözülecek bir konu da değil. 21. Yüzyıl medeniyeti işte tam da bu noktada iyi bir sınav vermedi. Her şeyden önce burada insanların yaşamları söz konusu’’ diye konuştu.

’Naim filmini gözyaşlarıyla izledim’

Bakan Soylu, mühendisinden sanatçısına Türkiye’ye katma değer sağlayacak nitelikli göçmenlere vatandaşlık verildiğinin de altını çizdi. İçişleri Bakanı Soylu en son Bulgaristan göçmeni Naim Süleymanoğlu’nun hayatını ve göç hikayesini anlatan filmi eşiyle birlikte gözyaşlarıyla izlediğini belirtti.

Onursal Başkan F. Murray Abraham

Festivalin Onursal Başkanı, Hollywood’un saygın oyuncularından Oscar ve Altın Küre ödüllü F. Murray Abraham ise toplantı için gönderdiği videolu mesajda böyle bir festivalde yer almaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi: ‘’Osmanlı Suriye’sinden ABD’ye göç eden bir adamın oğlu olarak göçle ilgili konuları hem anlıyorum hem de kendimi özdeşleştiriyorum. Türkiye, dünyada en yüksek sayıda göçmene ev sahipliği yapan bir ülke. Ülkede Suriye’den gelen 3.6 milyon göçmenin yanı sıra başka ülkelerden gelen pek çok sığınmacı da bulunuyor. Şimdi dünyanın tümünde olduğu gibi göçmenlerin karşısında yeni zorluklar var. Covid-19’un yayılmasını durdurmak gibi. Bu festival göç deneyimine değinen filmleri ön plana çıkarıyor. Aynı zamanda yapımcılığı göçmenler tarafından üstlenilmiş, yazılmış ve oynanmış filmlere de yer veriyor. Festival süresince bu filmlerden bazılarını tanıyacağız ve deneyimli isimlerin ustalık sınıflarına ve söyleşilerine katılma fırsatı bulacağız. Çok teşekkürler. Bu benim için çok çok önemli.’’

Tuba Büyüküstün: ‘Festivalle göç daha iyi anlaşılacak’

6 senedir Unicef iyi niyet elçisi olan Tuba Büyüküstün de gönderdiği videolu mesajda verilecek Unicef Kısa Film Ödülü’nün böyle bir dönemde çok anlamlı olduğunu söyledi. Büyüküstün ‘’Dünyada göçten en çok çocuklar etkileniyor. Doğdukları topraklardan koparılıp zorlu bir yolculuk sonrasında kendilerini; kültürünü, dilini hiç bilmedikleri bir ülkede buluyorlar ve oraya adapte olmak zorunda bırakılıyorlar. Bu da onların gelişimlerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Bu festivalle bu konunun daha anlaşılır, daha tartışılır, daha çözüm aranır hale gelmesinde rol oynayacağını düşünüyorum’’ dedi. 

Festivalin online tanıtım toplantısının sunuculuğunu ise Tolgahan Sayışman yaptı.

Festival hakkında…

Uluslararası Göç Filmleri Festivali, dünyanın en büyük göç temalı film festivali olarak ilk defa düzenleniyor. Tüm dünyada etkinlikler durmuşken Türkiye dünyanın en geniş kapsamlı dijital film festivali ve etkinliklerini gerçekleştiriyor. Festival merkezi olarak www.migrationff.com web sitesi tüm etkinliklere ulaşılabilen ana mecra olarak konumlandı. Online sinema biletinden sergi davetiyelerine kadar pek çok içeriğe festival web sitesinden ulaşılabilecek.

50’den fazla filmin gösterileceği festival; yerli ve yabancı yüzlerce sinemacı, basın mensubu, sivil toplum kuruluşlarından katılımcılar ile akademisyenleri ağırlayacak. Festivalde film gösterimleri normal bir festivaldeki gibi, takvimi önceden açıklanacak şekilde gerçekleşecek. Sinema sektörünün önde gelen uluslararası ve ulusal ustalarının yer alacağı jüri, en iyi film ve senaryoları belirlemek için toplanacak.

Masterclass, Atölyeler, Paneller…

‘Uluslararası Göç Filmleri Festivali’nde dünyanın dört bir tarafından ünlü isimler ile tecrübe paylaşımları gerçekleştirilecek. Sınırlı sayıda kişinin katılabileceği; yönetmen ve oyuncunun deneyimlerini aktaracağı özel Masterclass etkinlikleri festivalin en keyifli anlarından olacak. Festival boyunca yine alanında uzman isimlerle atölyeler, sinema profesyonelleri ve sektörel konuklarla paneller düzenlenecek.

Sergileri Herkes İzleyebilecek

Festival kapsamında herkesin ziyaret edebileceği özel içerikli yeni nesil sergiler hazırlandı. Bir kısmı göç, bir kısmı da dünyanın tarihi yerleri olacak özel sergileri VR gözlüklerle gezebilme imkânı da olacak. Festival konserleri ise sahne konseri gerçekliğinde, Youtube üzerinden canlı olarak yayınlanacak. Göç konusunda duyarlılık gösteren ve bu konuyla ilgili müzikler yapan sanatçıların eserlerine ağırlık verilecek.

26 Bin Avro Ödül Dağıtılacak

Dünyada ve Türkiye’de son beş yılda önemli festivallerde ödüle layık görülmüş filmler; Uluslararası Uzun Metraj ve Uluslararası Kısa Metraj olmak üzere iki kategoride yarışacak. Yarışma sonucunda;  ‘En İyi Uzun Metraj Film’ 15 bin Avro, En İyi Kısa Metraj Film’ ile ‘İlham Verici Senaryo’ 5 bin Avro para ödülünün sahibi olacak. Ayrıca, Aynı Gemi- SameBoat adıyla düzenlenecek bir başka kısa metraj film yarışmasında da yine birinciye bin Avro ödül verilecek.

Site Linki:

Sosyal Medya Hesapları:

İtalyan Kültür Merkezi Youtube Kanalında Yılın Yeniden En Kısa Günü


RIFF (Roma Indipendent Film Festival) işbirliği ile geçtiğimiz Aralık ayında “Yılın En Kısa Günü” etkinliği kapsamında Türkiye'de faaliyet gösteren İtalyan temsilcilikleri (Ankara, İstanbul ve İzmir) aracılığıyla yakın dönem 5 kısa metrajlı İtalyan filmini gösterime sunmuştuk. Şimdi ise Türkiye çapında evlerinizden tadını çıkarmanız amacıyla, 27-29 Mayıs tarihleri arasında tam 72 saat boyunca Youtube kanalımızda filmleri sizlere tekrar sunmaktan mutluluk duyuyoruz. RIFF ve cömert dağıtımcılarımıza çok teşekkür ederken “Yılın En Kısa Günü’’ 2020’de tekrar buluşmayı umuyoruz.

Luce & Me
Luce & Ben

Yönetmen / di Isabella Salvetti
Italia, 2019, 9'

Oyuncular / Interpreti: Andrea Sartoretti, Francesco Biaggi
Senaryo / Sceneggiatura: Isabella Salvetti, Gianni Cesaraccio

On yaşlarında bir çocuk arabada Romalı ve Roma taraftarı babasıyla birlikte arabadadır.

Derbi maçı başlamak üzeredir, geç kalmışlardır, ancak bir yere uğramaları gerekmektedir. Çocuğun üzerinde mavi fırfırlı bir mini etek ve süper kahramanları anımsatan bir pelerin vardır. Gösteriye geldiklerini zanneder. Ettore kız hareketleriyle şarkısını söylemeye başlar ancak birkaç dizeden sonra durdurulur. Aslında okulda değil, çocuk hastanesinde bir odadadır. Karşısındaki küçük kız ise ameliyathaneye götürülmekte olan arkadaşıdır.

Un bimbo di circa 10 anni è in macchina col padre romano e romanista. Sono in ritardo perché il derby sta per cominciare, ma prima devono passare da una parte. Il bimbo è vestito con una minigonna azzurra svolazzante ed un mantello che ricorda le supereoine. Arrivano alla presunta recita. Ettore comincia a cantare una canzone con movenze femminili, ma dopo poche battute, viene interrotto. Non si trova a scuola, ma in una stanza di un ospedale pediatrico e di fronte a lui c’è una sua amichetta che viene portata in sala operatoria.

*****

Pianta Su Vaso Con Gambe
Ayaklı Saksı

Yönetmen / di Mirco Bruzzesi
Italia, 2019, 15'

Oyuncular / Interpreti: Fabini Leonardo, Adobati Nicola, Eleonora Timpani, Gianfrancesco Mattioni
Senaryo / Sceneggiatura: Mirco Bruzzesi, Paolo Figri

Değişiklik korkusu, Dario’yu çalıştığı yerde yani fidanlıkta yatıp kalkmaya mecbur bırakmaktadır. Duygusal sorunları olan bir müşterinin gelişi, onu hayatında ilk kez bir teslimat yapmayı kabul etmeye itecektir.

Bu kısa film aslında korku ve kadına şiddet gibi temaları hassasiyetle işleyen buruk bir masal niteliğindedir.

La paura di affrontare un cambiamento spinge Dario a dormire nello stesso luogo in cui lavora: un vivaio. Ma l’arrivo di un cliente con problemi sentimentali lo spingerà ad accettare per la prima volta una consegna. Il corto si mostra come una vera e propria favola agrodolce che affronta con delicatezza temi come la paura e la violenza sulle donne.

*****

Le Mani Sulle Macerie
Enkaz Üzerindeki Eller

Yönetmen / di Niccolò Riviera
Italia, 2019, 15'

Oyuncular / Interpreti: Fabrizio Ferracane, Matteo Leoni, Augusto Zucchi, Sandra Milo
Senaryo / Sceneggiatura: Niccolò Riviera

Bir baba ve oğlu yaşadıkları köyü, sevgileri ve normal bir yaşam sürmekle ilgili her türlü umudu alıp götüren şiddetli bir depremden sonra çobanlık yapmayı sürdürebilmek için her gün mücadele vermektedir. Direnişi altedebilmek için her türlü zorbalığı yapmaya hazır acımasız bir işadamı, üzerinde bir daha hiçbir şeyin yetişemeyeceği bir çöplük olmaya çok elverişli gördüğü ve artık verimsiz olacak bu toprakları sonsuza dek terketmeye zorlamaktadır.

Un padre e un figlio lottano ogni giorno per preservare la loro attività di mandriani dopo un violento terremoto che si è portato via il paese, gli affetti e qualsiasi speranza di una vita normale. Uno spietato affarista, pronto ad ogni prepotenza pur di vincerne la resistenza, vuole costringerli a lasciare per sempre la loro terra, perfetta per farne una discarica abusiva sulla quale non crescerà mai più niente.

*****

Giorno Di Gloria
Zafer Günü

Yönetmen / di Federico Mottica
Italia, 2019, 14'

Oyuncular / Interpreti: Valeria Angelozzi, Giorgio Cantarini

Senaryo / Sceneggiatura: Federico Mottica

Genç bir çalışan olan Marcello, işten eve bir kızla birlikte gelir. İkisi arasında aniden bir yakınlık doğar, ancak Marcello evde korkunç bir sır saklamaktadır.

Marcello, un giovane impiegato, torna a casa dal lavoro con una ragazza. Tra i due scatta subito una certa intimità, ma Marcello nasconde in casa un terribile segreto.

*****

Oltre Il Fiume
Nehrin Ötesi

Yönetmen / di Luca Zambolin
Italia, 2019, 15'

Oyuncular / Interpreti: Brixhilda Shqalsi, Marco Paolini, Elisabetta Salvatori

Senaryo / Sceneggiatura: Alessandro Padovani, Luca Zambolin

40'lı yıllarda işgal altındaki İtalya'da Antonia, annesi ve bir düzine köylü kadınla birlikte, Almanlar tarafından el koyuldukları için artık hayvanların olmadığı bir çiftlikte yaşamaktadır. Şehir ile kasabayı birbirinden ayıran nehirin kıyısına kadar gider ve burada savaştan kaçmış bir at bulur. Çiftlikteki yaşamlarını tehlikeye atma pahasına atı bırakmamaya karar verir.

Nell’Italia occupata degli anni quaranta Antonia, insieme alla madre e una decina di contadine, vive in una fattoria senza animali perché sequestrati dai tedeschi. Antonia spingendosi fino al fiume che divide la città dalla campagna trova un cavallo fuggito dalla guerra e decide di tenerlo mettendo così in pericolo la vita nella fattoria.

Bilgi
Tarih: Çrş 27 May 2020’den Cu 29 May 2020’ye
Organize eden: Istituto Italiano di Cultura
İşbirliğiyle: RIFF
Giriş: Ücretsiz - Rezervasyon gereklidir.
Yer: İtalyan Kültür Merkezi YouTube Kanalı