17 Haziran 2008 Salı

MY MOM’S NEW BOYFRIEND 15 Ağustos 2008’de Sinemalarda


Konu:

Genç federal ajana yeni ama zorlu bir görev verilir. FBI, bu genç federal ajanın annesi ile erkek arkadaşının uluslar arası sanat eseri hırsızlığı/ kaçakçılığı yaptığından şüphelenmektedir. Genç ajan, kendisine verilen bu görevde, seksi ve özgür düşünceli annesi ile onun yeni erkek arkadaşını izlemek zorundadır. Filmde, Meg Ryan genç ajanın modern ve özgür yaşayan annesini, Antonio Banderas genç ajanın annesinin yeni erkek arkadaşını ve Colin Hanks ise genç federal ajanı canlandırıyor.

Yönetmen: George Gallo

Oyuncular: Meg Ryan, Antonio Banderas, Colin Hanks, Selma Blair

Tür: Aksiyon / Macera / Komedi / Polisiye

GENÇ TÜRK YÖNETMENLER AVRUPA VİDEO PLATFORMU STRANGERFESTİVAL’DE


StrangerFestival Türkiye Video Atölyesi katılımcılarının filmleri Haziran’da İstanbul Modern’de gösteriliyor

3-5 Temmuz 2008 tarihlerinde Amsterdam’da, Avrupa Kültür Vakfı (ECF – European Cultural Foundation) girişimiyle gerçekleştirilecek StrangerFestival, Avrupa’nın gençler arası kültür alışverişine yönelik yeni video platformudur. Festival kapsamında yirmiyi aşkın ülke yanında İstanbul’da da Mayıs ayında 15 gencin katılımıyla ücretsiz bir video atölyesi düzenlenmiştir. Atölye, D-End Productions kurucusu Gökçe Su Yoğurtçuoğlu’nun yapımcılığı ve Hollanda merkezli Kosmopolis desteği ile Digital Film Academy’de gerçekleşmiştir. Atölye kapsamında çekilen ve “Kimsiniz?” sorusuna yanıt arayan 1 ila 5 dakikalık filmlerin ilk gösterimi, İstanbul Modern Sinema’da 18 Haziran Çarşamba saat 17:00’de yapılacaktır. Diğer gösterim tarihleri, 20 Haziran Cuma (13:00), 25 Haziran Çarşamba (17:00) ve 27 Haziran Cuma (13:00) olarak belirlenmiştir.

StrangerFestival Türkiye Video Atölyesi katılımcıları StrangerFestival’de finalist olarak yarışıyor

Atölyeye kapsamında çekilen tüm filmler, aralarında İlker Canıklıgil, Ahu Sun ve Orton Akıncı’nın da bulunduğu Türkiye jüri üyelerince değerlendirilmiş, Oğulcan Türe “Juice” adlı filmle, Zeynep Yorgancılar “Birçok Ben (Too Many I’s)” adlı filmle Türkiye’yi temsilen StrangerFestival’e katılmak üzere davet edilmiştir. Can Sarcan ise “Son Dakika (Last Minute)” adlı filmiyle Digital Film Academy’nin 4 aylık video kursuna katılmaya hak kazanmıştır.

Atölye kapsamında çekilen tüm filmler uluslararası jüri üyelerince de değerlendirilmeye alınmış, Cansın Ruta “Beyaz Ne Renk? (What Color is White?)” adlı filmi ile MTV Stranger Ödülü’nün 5 finalisti arasına girmeyi başararak StrangerFestival’e davet edilmiştir. Ayrıca, Oğulcan Türe ile Cansın Ruta’nın filmleri, web sitesi izleyicilerinin oylamasıyla 15 Haziran’a kadar sürecek Stranger Seyirci Yarışması’nda ilk 15 film arasında yer almaktadır; yarışma sonucunda ilk 5 film arasına girmeleri halinde bu kategoride de finalist olmaya hak kazanacaklardır. Son değerlendirmede kazanan katılımcılar, dijital kameralar dahil çeşitli hediyeler alacak, filmleri uluslararası televizyonlarda yayınlanacak, festival seçkilerini içeren DVD’lerde yer alacak ve Avrupa çapında gösterime girecektir.

Detaylı bilgi için: stranger.workshop@gmail.com
Festival web sitesi: www.strangerfestival.com

MATT DILLON DA YANLIŞ ANLAMALAR KOMEDİSİ OLAN “OLD DOGS”A KATILIYOR


Walt Disney Pictures’ın yeni aile komedisi “Old Dogs”ta oynaması için Matt Dillon ile yapılan görüşmelerin son aşamaya geldiği bildiriliyor.
Yönetmenliğini “Wild Hogs”tan tanıdığımız Walt Becker’in üstleneceği filmde oynamak için anlaşma imzalamış isimler arasında Robin Williams, John Travolta ve Kelly Preston da var.
Senaryosunu David Diamond ile David Weissman’ın kaleme aldığı filmin konusu kısaca şöyle: altı yaşında ikiz çocukları olan boşanmış bir baba (Robin Williams) ile hovarda ruhlu arkadaşı/iş ortağı (John Travolta) bu iki çocuğun bakımı ve sorumluluğu iki hafta boyunca üzerlerine kalınca çareyi ikizleri ve kendilerini bir yaz kampına katılmakta bulurlar. Yaz kampının yöneticisi Barry (Matt Dillon) ikizlerle birlikte kampa gelen adamların(Williams ile Travolta) aslında sevgili olduklarını ve ikizleri evlat edindiklerini düşünür. Bu nedenle bir an bile eleştirel gözlerini onların üzerlerinden ayırmaz.
Filmin yapımcılığını Tapestry Films markası altında Andrew Panay, Peter Abrams ve Robert Levy (“Wedding Crashers”) üstlenecek.

12 Haziran 2008 Perşembe

ALTIN KOZA’DA FİNAL BU AKŞAM


2 Haziran’da başlayan ve bir hafta boyunca Adana’yı sinemanın kalbinin attığı bir merkez haline dönüştüren 15. Altın Koza Film Festivali’nde Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması ve Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nda ödül alan filmler bu gece sahiplerini bulacak. Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda yapılacak tören, TRT 2’den canlı olarak izlenebilecek.

Bir haftadır sinema dünyasının kalbinin attığı Adana’da herkesin merakla beklediği sonuçlar bu gece açıklanacak. Bu yıl onbeşincisi gerçekleştirilen Altın Koza Film Festivali kapsamında yapılan Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması, Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması ve Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nın sonuçları bu gece saat 20.00’de Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda yapılacak ödül töreniyle sahiplerini bulacak. Gecenin sunuculuğunu Ayşenur Yazıcı ve Emre Karyel yapacak.

Festivalin Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması’nda bu sene Ümit Önal’ın ‘Ara’, Hüseyin Karabey’in ‘Gitmek’, Mehmet Güreli’nin ‘Gölge’, Mehmet Yılmaz’ın ‘Hazan Mevsimi: Bir Panayır Hikayesi’, İnan Temelkuran’ın’ ‘Made In Europe’, Reis Çelik’in ‘Mülteci’, Derviş Zaim’in ‘Nokta’, Handan İpekçi’nin ‘Saklı Yüzler’, Özcan Alperler’in ‘Sonbahar’, Seyfi Teoman’ın ‘Tatil Kitabı’, Çağan Irmak’ın ‘Ulak’ ve Mahsun Kırmızıgül’ün ‘Beyaz Melek’ isimli filmleri Altın Koza heykelciğine sahip olmak için yarıştı.

Başkanlığını Derya Alabora’nın yaptığı Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri üyeleri ise Başak Köklükaya, Cahit Berkay, Ezel Akay, Hayk Kirakosyan, Lale Mansur, Murat Özer, Sadık Deveci ve Sırrı Süreyya Önder’den oluşuyor.

Bu yıl festival kapsamında ilk kez gerçekleştirilen Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması’na ise çeşitli Akdeniz ülkelerinden 131 film başvurmuş ve bunlardan 36 film yarışmaya dahil edildi.

Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nın sonuçları ise dün (6 Haziran Cuma) günü yapılan basın toplantısıyla ilan edilmişti.

Her üç yarışmanın da sonuçlarının açıklanacağı geceye Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da katılacak. Tören TRT 2’den canlı olarak izlenebilecek.


ALTIN KOZA BASIN BÜROSU

Ayrıntılı Bilgi İçin:
Tel: 0322 352 47 13 (pbx)
Faks: 0322 359 24 96
E – mail: zeynep@altinkozafestivali.org.tr

Altın Koza’da Galalara Büyük İlgi


2 Haziran’da başlayan ve 8 Haziran’a kadar devam edecek olan 15. Altın Koza Film Festivali’nde, gösterimlerin gerçekleştiği sinemalar önünde kuyruklar oluşurken, filmlerin yönetmen ve oyuncularının katıldığı galalar büyük ilgi görüyor.

Başladığı günden bu yanan Adana’da sinemanın büyüsünü yaşatan 15. Altın Koza Festivali’nde sinemalar önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Festival kapsamında gösterilen filmlerin yönetmen ve oyuncularının katıldığı galalarda ise zaman zaman izdiham yaşanıyor.

Festivalin sona ereceği 8 Haziran tarihine kadar 9 sinema salonunda 176 film dönüşümlü olarak 217 seansta gösterime sunulacak. Uzun metrajlı film gösterimler Cinebonus Sinemaları, Metropol 1, Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda devam ediyor. Kısa film ve belgesel gösterimleri ise Adana Kültür Sanat Merkezi (Tarihi Kız Lisesi Binası)’nde gerçekleşiyor.

ÇOCUKLAR YİNE UNUTULMADI
Altın Koza Film Festivali kapsamında ilk defa geçen yıl uygulanan ‘Okullar Sinemada, Sinema Okullarda’ projesi bu sene de devam ediyor. Proje, özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukların sinemayla buluşması sağlıyor.

Buna göre filmleri izleyecek çocukların yaş gruplarına göre hazırlanan 4 filmlik seçki, Adana genelinde tespit edilen ve okullarında salonları olan 106 okulda gösteriliyor. Okullarında salonları olmayan 45 okulun öğrencileri ise Belediye Otobüsleriyle sinema salonlarına taşınarak yine kendileri için özel olarak hazırlanan seçkiyi izliyorlar.

Böylece yaklaşık 60.000 çocuğun sinemayla buluşması hedefleniyor.




ALTIN KOZA BASIN BÜROSU

Ayrıntılı Bilgi İçin:
Tel: 0322 352 47 13 (pbx)
Faks: 0322 359 24 96
E – mail: zeynep@altinkozafestivali.org.tr

7 Haziran 2008 Cumartesi

LANETLİ RUHLAR' ' 20 Haziran' da Gösterimde...


(APARTMENT 1303)

Gösterim Tarihi: 20 Haziran 2008
Dağıtım: 35 Milim Filmcilik
Garez Filminin Yönetmeninden

Konu:

Apt. 1303 Lanetli Ruhlar

Bazen muhteşem manzaralı; fiyatı uygun ve güzel bir ev bulmak, şanstan çok lanet getirebilir. 1303 no’lu daireye taşınma gafletine düşenler; kanlı ve karanlık bir tarihe sahip olan evin geçmişiyle yüzleşecek ve aynı felaketi kendileri de yaşamaktan kurtulamayacaklardır. Bu evin trajik hikayesini çözmeden bu lanetten kurtulmak ise asla mümkün olmayacaktır.

Oyuncular: Noriko Nakagoshi,Eriko Hatsune,Yuka Itaya
Yönetmen: Ataru Otkawa

Ustaya Saygı & Datça 3. Sinema Günleri


Sayın Yetkili,

Bu yıl Datça Belediyesi ve Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla, tarihi ve doğal güzellikleri ile bir doğa harikası olan Datça’da üçüncüsü organize edilen 3. Datça Ustaya Saygı Sinema Günleri’ nin bu yıl ki Usta’sı Hülya Koçyiğit…

Birikim Medya’nın organizasyon desteği ile gerçekleştirilecek sinema günleri 28 Haziran – 5 Temmuz 2008 tarihleri arasında Datça Amfi Tiyatro’ da yapılacak. Etkinlik; Sinema Günleri Afiş Sergisi, Gala Gecesi ve yedi gece amfi tiyatroda gerçekleştirilecek film gösterimleriyle birlikte sekiz gün sürecek...

Filli Boya, Efes Pilsen ve Güneş Şirketler Grubu’nun sponsor olduğu etkinlik sırasında, sponsor firmalar arzu ederlerse amfi tiyatroda stand kurup ürünlerinin tanıtımı ve dağıtımını yapabilecekler. Basın sponsorumuz olan Cumhuriyet ve BirGün Gazeteleri’nin yanı sıra ulusal ve yerel basından çok sayıda gazeteci, sinema yazarı ve program yapımcısının izleyeceği Gala Gecesi’nin ardından otuz bine yakın sinemasever, 7 gün boyunca ücretsiz olarak Hülya Koçyiğit filmlerini izleyebilecekler.


PROGRAM:

27 Haziran 2008: Atatürk Havalimanı’ndan Onur Havayolları 15.45 uçağı ile Dalaman’ a gidiş ve Dalaman’ dan Belediye’nin aracı ile Datça’ya ulaşım sağlanacaktır. Panorama Restaurant’ta akşam yemeği yenilecektir.

Afiş Sergisi Açılışı ve Kokteyli: 28 Haziran 2008 tarihinde saat 19.00’da Hülya Koçyiğit filmlerinin afişlerinden oluşan sergi; Datça Belediyesi Hizmet Binası’ nda açılacak. Hülya Koçyiğit ve sanatçı dostlarının katılımı ile gerçekleşecek Film Afiş Sergisi açılışına Datça ve Muğla protokolünün yanı sıra, yerli ve ulusal basın da hazır bulunacak. Film Afişleri Sergisi’nden sonra Mare Hotel’de Datça Protokolü’ne, basına ve sanatçılara akşam yemeği verilecek.

Gala Gecesi: Sergi açılışından sonra Datça'da tatilini geçiren binlerce sinemasever Datça Amfi Tiyatro’da sanatçıların Hülya Koçyiğit ile ilgili anılarını dinleyebilecekler. Program saat 21.00’ de başlayacak.

 Hülya Koçyiğit filmlerinden derlenen on beş dakikalık tanıtım filmi gösterimi
 Datça Belediye Başkanı M. Erol Karakullukçu’ nun konuşması
 Sanatçı dostlarının ve çalışma arkadaşlarının Hülya Koçyiğit ile ilgili konuşmaları
 Hülya Koçyiğit' in konuşması
 Geceye katılan sanatçılara teşekkür plaketi verilmesi

29 Haziran 2008: Dalaman’ dan Onur Havayolları 17.45 uçağı ile İstanbul’a dönüş.

Katılacak sanatçılar;

Hülya Koçyiğit
Tarık Akan
Halit Refiğ
Halit Akçatepe
Aytaç Arman
Orhan Alkaya
Menderes Samancılar
Cihan Ünal
Mustafa Altıoklar
Nehir Erdoğan

Datça Amfi Tiyatro’ da gösterimi yapılacak Filmler:

 Hababam Sınıfı Merhaba (2003)
 Karılar Koğuşu (1989)
 Bez Bebek (1987)
 Almanya Acı Vatan (1979)
 Herhangi Bir Kadın (1981)
 Gazap Rüzgarı (1982)
 Kurbağalar (1985)
 Firar (1984)
 Sev Kardeşim (1972)





Datça Hakkında
Tarihi M.Ö. II. bine dayanan Datça, o günden bu yana farklı toplumların, uygarlıkların ve kültürlerin iz bıraktığı bir yerleşim yeri olmuştur. Muğla’nın Akdeniz kıyısındaki bu şirin kasabaya dağların, şelalelerin arasından geçerek ulaşabilirsiniz. Çeşit çeşit ağaçları, eşsiz güzelliği ve huzur veren manzarasıyla Datça, havaların ısınmasıyla birlikte birçok organizasyonla hareketlense de, kendine özgü dokusunu ve sakinliğini korumaya devam ediyor.



Saygılarımla

Ayla Şeşan
Proje Koordinatörü
GSM: 0532 341 91 88

































Birikim Medya Reklam ve Tanıtım Hizmetleri
Halil Rıfat Paşa Mah. Hergün Sok. No:24 Şişli – İstanbul Tel: 0 212 320 85 81 Faks: 0 212 320 92 89
www.birikimmedya.com ayla@birikimmedya.com
www.datcaustayasaygisinemagunleri.com

Tuncel Kurtiz’e Usta Oyuncu Ödülü Verildi


15. Altın Koza Film Festivali’nde Tuncel Kurtiz’e Usta Oyuncu Ödülü Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda yapılan törenle verildi. Ödül törenine katılan sanatçılar arasında Selda Alkor, Rutkay Aziz, Mahsun Kırmızıgül, Yetkin Dikinciler, Reis Çelik, Luk Piyes, Necmettin Çobanoğlu, Mehmet Ali Nuroğlu, Tijen Par, Yüksel Arıcı, Mehmet Güreli, Demir Karahan, Şerif Sezer, Süleyman Turan, Çetin Öner, Şerif Gören göze çarpıyordu. Gözyaşları arasında ödülünü alan Tuncel Kurtiz, Can Yücel’den okuduğu şiirlerle de büyük alkış aldı. Festivalde sanatçının İnat Hikayeleri, Sürü ve Umut adlı filmleri sinemaseverlere sunuldu.

Sinema Merkez Dergisi Yayınları


Sinema Merkez Dergisi sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Yeni eklenen:

Günümüzün Klasikleri 1,
Kült Filmler 1

6 Haziran 2008 Cuma

MODERN ZAMANLAR’LA 80’LERE DÖNÜŞ…


ModernZamanlar Sinema Dergisi, Yaz 2008 sayısında “Sinemada 80’li Yıllar”ı masaya yatırıyor.

Derginin editörlüğünü üstlenen Tuncer Çetinkaya, son sayılarında söz konusu temayı işlemelerinin nedenini “Batman, Superman, Rocky, Rambo gibi filmlerin ardından gündeme gelen ‘Kamçılı Adam / Indiana Jones’, popüler sinemada büyük kırılmaların yaşandığı 80’leri yeniden ele almamız sonucunu doğurdu.” şeklinde açıklıyor.

Veysel Atayman’dan Mustafa Sözen’e, Gülseren Şendur Atabek’ten Ahmet Açan’a dergi yazarlarının 80’ler sinemasına ilişkin bir dizi değerlendirmelerinden oluşan dergi, olguyu; “80’lerde Kadın Filmleri”, "Vietnam”, “Bir Marka Olarak Hollywood” ve “Günümüz Amerikan Dizilerinin 80’ler Bağlamında İncelenmesi” gibi başlıklarla inceliyor.

Yayınını Antalya’dan sürdüren ModernZamanlar’ın gelecek sayının teması olarak “Güldürü Sineması”nı seçtiğini hatırlatalım.

(İletişim İçin: 0 505 843 10 33 / m_zamanlar@hotmail.com)

5 Haziran 2008 Perşembe

Altın Koza, Türk Sineması’nın Üç Ustasını Onurlandırıyor


15. Altın Koza Film Festivali’nin geleneksel Yaşam Boyu Onur ödülleri bu yıl Türk Sineması’na damgasını vurmuş üç önemli isme, yönetmen Halit Refiğ ve oyuncular Selda Alkor ile Halil Ergün’e veriliyor. Ödüller sahiplerine 06 Haziran Cuma gecesi Park Zirve’de yapılacak Festival Balosu ile takdim edilecek. Gecenin sunuculuğunu her yıl olduğu gibi Halit Kıvanç üstlenirken, ödül töreninin ardından Mirkelam sahne alarak, katılımcılara müzik ziyafeti çekecek. Yaşam Boyu Onur Ödülleri Bölümü’nde Halit Refiğ’in Kızın Var mı Derdin Var, Selda Alkor’un Senede Bir Gün, Halil Ergün’ün Böcek adlı filmleri gösteriliyor.

Altın Koza’da Sevgi Korteji Yapıldı


15. Adana Altın Koza Film Festivali’nin gelenekselleşen sevgi korteji 04 Haziran Çarşamba günü yapıldı. Geçen yıllara göre halkın ve sinema dünyasının büyük ilgi gösterdiği kortej, sanatçıların konakladığı Adana Hilton Oteli önünden 18:10′da başladı, halkın sevgi gösterileriyle sürdü. Korteje katılan sanatçılar arasında Necmettin Çobanoğlu, Nuri Alço, Yıldırım Beyazıt, Derya Durmaz, Yeliz Yeşilmen, Luk Piyes, Yılmaz Köksal, Tuğrul Meteer, Bulut Aras sinemaseverlerden olağanüstü ilgi gördü.

3 SAAT(bir ÖSS belgeseli)


“3 SAAT” 2004 yılında ÖSS’ye giren iki milyona yakın adaydan, altısının bir yıl boyunca süren macerasını anlatan bir bağımsız bir belgeseldir.

Her yıl Haziran ayında bir Pazar günü yaklaşık bir buçuk - iki milyon genç ÖSS (Öğrenci Seçme Sınavı) için sınıflara toplanmakta ve büyük çoğunluğunun yaşamsal önem atfettikleri, Türkiye genelinde yılda bir kez ve aynı anda yapılan üç saatlik bir sınava girmektedirler. Sınava giren öğrencilerin yalnızca %10 kadarı dört yıllık bir lisans programına girebilmekte ve istedikleri veya istemedikleri bir bölümde yüksek öğrenim hayatlarına başlamaktadırlar. Üniversiteye giremeyen adayların büyük çoğunluğu ve üniversiteye girdikleri halde girdikleri bölümü değiştirmek isteyen kimi adaylar, birden fazla kez ÖSS’ye girmek zorunda kalmaktadır.

Liseden mezun olan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun ÖSS’ye girmesi ve sınava giren adayların hemen hemen hepsinin sınav sürecini çok zor bulması, ÖSS’nin Türkiye’deki gençlerin çoğunluğu açısından çok özel bir deneyim olduğunu göstermektedir. Her sene milyonlarca aday bu üç saatlik sınava hazırlanmakta, bunun için okuldaki derslerini, uykusunu, eğlencesini, sporunu, sanatını, sosyal etkinliklerini feda ederek, önemli miktarda da para harcamaktadır. Bu üç saat artık toplumsal kültürümüzün bir parçası olmuş ve her sene ara ara gündeme gelen “değiştirilmeli” ve “değiştirilecek” söylemlerine rağmen, bir doğa kanunu gibi hep olmuş ve olacak bir olgu olarak kabul edilmiştir.

Bu belgesel adını her yıl çoğunluğu gençlerden oluşan milyonlarca insanın girdiği ÖSS’nin süresi olan ve halk dilinde daha çok “3 saat” olarak kullanılan 180 dakikadan almaktadır. “3 SAAT”te, 12 ay boyunca, 2004 yılbaşı gecesinden 2005 yılbaşı gecesine, Özel Darüşşafaka Lisesi’nden Melis, Galatasaray Lisesi’nden Çiğdem, Rüştü Akın Anadolu Meslek Lisesi’nden Derya, Vefa Lisesi’nden Edin, Yunus Emre Lisesi’nden Yunus ve Özel Semiha Şakir Lisesi’nden Mert’in hayatlarına konuk oluyoruz. Adayları birey olarak, aile ortamlarında, okullarında, dershanelerinde, ÖSS sürecinin tüm aşamalarını yaşarken ve bu sürecin sonucunda vardıkları yerlerde izliyoruz.

Adaylarımızın bir senelik yolculuğu esnasındaki hedefleri, idealleri, endişeleri, sevinçleri, hayal kırıklıkları aslında Türkiye’de ÖSS sürecinden geçmiş her bireyin yaşadıklarından çok da farklı değildir. Belgeseli izleyen seyirci, hem adayları izleyecek, hem de onların yaşamında kendinden bir parça bulacak, kendi deneyimi hatırlayacak ve belki, artık kendine sormadığı soruları tekrar sormaya başlayacaktır…

SERDAR M. DEĞİRMENCİOĞLU VE CAN CANDAN SUNAR, ORTAK YAPIMCI: GİYOTİN FİLM
DERYA AKBULAT, MELİS BİLEN, MERT DOKUR, YUNUS ŞAHİN, ÇİĞDEM USTA, EDİN ZAİM
YAPIM KOORDİNATÖRLERİ: ÇİÇEK KAHRAMAN, EMİNE YILDIRIM KAMERA VE SES: CAN CANDAN, ÇİÇEK KAHRAMAN, RAMİN MATİN, OYTUN ORGÜL

VE GÜLENGÜL ALTINTAŞ, GÜL BURSA, ASIM DEMİRAĞ, MURAT ERSOY, SELÇUK ERZURUMLU, KEREM KIRTIL,
BAŞAK MİRELİ, SEVGİ ORTAÇ, ALPER ÖZÇAKIR, NUR ÖZGENALP, ALKIM ÖZMEN, HANDE SAKARYA
KURGU: ÖZCAN VARDAR, CAN CANDAN POST-PRODÜKSİYON VE SES MİKSAJI: RAMİN MATİN, OĞUZ KAYNAK (GİYOTİN FİLM)

YAPIMCILAR: SERDAR M. DEĞİRMENCİOĞLU, CAN CANDAN, EMİNE YILDIRIM
YÖNETMEN: CAN CANDAN



Bu film
Boğaziçi Üniversitesi
Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi
İstanbul Bilgi Üniversitesi Araştırma Fonu
tarafından desteklenmiştir.


Daha fazla bilgi için:
www.3saat.net
info@giyotinfilm.com
can@cancandan.net

Beyazperde’de Sinema Şölen


24’ün sevilen sinema programı Beyazperde’de bu hafta, sinemaseverlerin uzun süredir beklediği ve Martin Scorsese’nin yönettiği bir Rolling Stones belgeseli olan “Shine a Light”, korku gerilim türündeki “Yetimhane”, ünlü dizinin sinema filmi “Sex and the City”, Özgür Yıldırım imzalı “Chiko”, başrolünde usta oyuncu Al Pacino’nun yer aldığı “88 Dakika”, Michael Haneke’nin yeniden çektiği “Ölümcül Oyunlar” ve haftanın en iddialı yapımı “Yasak Bölge” sinema eleştirmenleri Ali Hakan ve Alin Taşçıyan’ın yorumlarıyla sinemaseverlerle buluşuyor.

Bu hafta ayrıca geçtiğimiz günlerde başlayan ve Akdeniz’in en önemli kültür sanat etkinlikleri arasında gösterilen 15. Uluslararası Altın Koza Film Festivali açılış töreninden en özel anlar ekrana geliyor.

Vizyondakiler bölümünde ise henüz vizyona giren üç yeni yapım; 21, En Süper Kahraman ve Öldüren Cazibe’den ilk görüntüler izleyiciyle buluşuyor.

Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Merve Genç’in üstlendiği Beyazperde 6 Haziran Cuma saat 20.00’de 24’te

4 Haziran 2008 Çarşamba

Altın Koza Açılış Töreni Yapıldı, Atatürk Anıtına Çelenk Koyuldu


15. Adana Altın Koza Film Festivali’nin açılış töreni dün akşam Cinebonus Sinemaları’nda yapıldı. TRT 2′nin naklen yayınladığı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın açılış konuşması yaptığı gecenin programını Janset sundu. Açılış filmi Limon Ağacı filminin oyuncuları Ali Suliman ile Rona Lipaz Michael’e plaketlerinin takdim edilmesinden sonra akapella grubu Vokaliz, unutulmaz film müziklerini seslendirdi. Törenin ardından son yılların dikkat çekici yönetmenlerinden Eran Riklis’in yönettiği Limon Ağacı gösterildi.

ALTIN KOZA SİNEMAMIZIN USTA OYUNCUSU TUNCEL KURTİZ’İ TAÇLANDIRIYOR...


2 Haziran’da başlayan 15. Altın Koza Film Festivali tüm hızıyla sürüyor. Festivalde, bugün, Tuncel Kurtiz’e adanan ‘Türk Sineması’nda Bir Usta Oyuncu’ bölümü kapsamında yapılacak ödül töreni var.

Bu yıl onbeşincisi düzenlenen Altın Koza Film Festivali, ülkemizin güneyinden sinema fırtınası estiriyor. 08 Haziran 2008 tarihine kadar devam edecek olan festivalin gelenekselleşen bölümlerinden ‘Türk Sineması’nda Bir Usta Oyuncu’ ise bu yıl sinemamızın önemli oyuncularından Tuncel Kurtiz’e adandı.

Türk Sineması’nda Bir Usta Oyuncu ödülü, 5 Haziran Perşembe günü saat 20.30’da Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’nda düzenlenecek özel bir törenle Kurtiz’e sunulacak.

Festivalde Kutiz’in oynadığı Reis Çelik’in İnat Hikayeleri, Zeki Ökten’in Sürü, Yılmaz Güney’in Umut isimli filmler gösterilecek. Ayrıca Tuncel Kurtiz hakkında Mehmet Eryılmaz'ın çektiği belgesel film Bedr de yine sinemaseverlerin beğenisine sunuluyor.

Festival kapsamında ayrıca, sinema tarihçisi ve yazarı Burçak Evren’in Kurtiz’in sinema yaşamını anlattığı bir kitap da yayınlandı.

FİLM GÖSTERİMLERİ SÜRÜYOR

Sinemanın Türkiye’den ve dünyadan seçkin örneklerini izleyiciyle buluşturan ve yine ülkemizden ve dünyanın çeşitli ülkelerinden sinema ve medya konuklarını ağırlayan festivalde film gösterimleri Cinebonus Sinemaları, Metropol Sineması, Büyükşehir Belediye Tiyatrosu ve Adana Kültür Sanat Merkezi’nde devam ediyor.

Sinema giriş ücretleri tam 2, öğrenciler için ise 1 YTL olarak belirlendi. Gösterimlerden elde edilen gelir ise Mehmetçik Vakfı’na bağışlanacak.

ALTIN KOZA BASIN BÜROSU
Ayrıntılı bilgi için:
Zeynep Ünal
Altın Koza Film Festivali Medya Koordinatörü
Tel: 0322 352 47 13 (pbx)
Faks: 0322 359 24 96
E – mail: zeynep@altinkozafestivali.org.tr

Sanatçılar, Adana’da


15. Adana Altın Koza Film Festivali’ne katılacak sanatçılar ve basın mensupları İstanbul’dan 11:15′de kalkan THY uçağı ile Adana’ya geldiler. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak tarafından karşılanan sanatçılar arasında Ahmet Soner, Ayten Uncuoğlu, Berk Hakman, Çetin Öner, Demir Karahan, Derya Durmaz, Ekrem Bora, Feza Çaldıran, Feza Sınar, İzzet Günay, Kenan Ormanlar, Luk Piyes, Mazlum Çimen, Mehmet Dinler, Mehmet Güleryüz, Mehmet Güreli, Meray Ülgen, Nuri Alço, Reis Çelik, Rutkay Aziz, Suna Selen, Süleyman Turan, Şemsi İnkaya, Şerif Sezer, Taner Barlas, Tijen Par, Tuğrul Meteer, Umut Sezgin, Volkan Sorgu, Yavuz Karakaş, Yılmaz Köksal, Yüksel Arıcı, Ziya Özanlar gibi ünlü ve sevilen isimler vardı.

Speed Racer, sinemalife.com’un kapağında


Türkiye’nin ilk online sinema dergisi sinemalife.com, her geçen sayıda zenginleşen içeriğiyle yolculuğuna soluksuz devam ediyor. 20 Haziran’da vizyona girecek ‘Speed Racer’ı kapağına taşıyan sinemalife.com, iki önemli isme de 'zoom' yapıyor. ‘21’ filminin başrol oyuncusu Kavin Spacey ve ‘Wanted’in kadın aktristi Angelina Jolie. Ayrıca bu sayıda vizyona giren ya da girecek filmlerle ilgili eleştiri ve değerlendirme yazılarını da dergide bulabilecek sinemaseverler. Her biri usta ve yetenekli gençlerin kaleminden çıkan bu yazılarla sinema önü tercihlerinizi belirleyebileceksiniz. Ve sinemalife’com’dan yepyeni bir köşe daha. ‘Sineretro’... Hafızalarımızdan kayıp giden filmleri yeniden hatırlatmak için oluşturulan 'sineretro', sinemaseverlerin ilgisini çekecek. Sinema sektörünün emektarlarını sayfalarına taşımaya da devam eden sinemalife.com’un bu ayki konuğu Bir Film’in sahibi Ersan Çongar.

Sinema eleştirilerinin yanı sıra, vizyondakiler, güncel sinema haberleri, pek yakında beyazperdede gösterilecek filmler bu sayıda. Meraklılarının beğenerek takip ettiği ‘Kült diye’ köşesinde gerilim filmlerinin başyapıtı olarak kabul edilen ‘Sapık’, replikte ise Yahudi Berberi’nin unutulmaz konuşmasıyla hatırlanan ‘Büyük Diktatör’ filmini bulabilecek sinema tutkunları. Okuyucusunun yoğun ilgi gösterdiği 'dvd' ödüllü yarışma sayfaları yeni çıkan dvd’lerin tanıtımının da bulunduğu dergide, teknoloji haberlerine de yer veriliyor. www.sinemalife.com her ayın 1’inde bir tık uzağınızda.

Hayatım Sinema “Gölgesizler”in Setinde


Hayatım Sinema bu hafta Gölgesizler’in setinde. Çekimleri Kırklareli’nin Karadere köyünde süren Gölgesizler, Hasan Ali Toptaş’ın bol ödüllü romanından Ümit Ünal tarafından sinemaya uyarlanıyor. Muammer Brav, filmin setinde yönetmen Ümit Ünal, başrol oyuncuları Selçuk Yöntem, Arsen Gürzap ve filmin yapımcısı ve oyuncularından Hakan Karahan ile Gölgesizler’i konuşuyor. Hayatım Sinema, 04 Haziran Çarşamba 22:30 da CNNTürk’te.

Sesler Yüzler Mekanlar’da Ediz Hun


Özel insanları özel mekânlarda ekrana getiren Sesler Yüzler Mekânlar’ın bu haftaki konuğu Türk Sinemasının en önemli jönlerinden Ediz Hun. Hun, sinemaya başladığı Genç Kızlar filminden son dönem rol aldığı televizyon dizilerine ve milletvekilliğine kadar merak edilen konuları Beylerbeyi Sarayı’nın tarihi atmosferinde Gülay Özdem’e anlatıyor. Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Serap Bayol’un yaptığı Sesler Yüzler Mekânlar, 04 Haziran Çarşamba 21:15’te 24’te.

15.Altın Koza Film Festivali


Sinema Kenti Adana, Altın Koza Festivali ile Bir Kez Daha Buluşuyor;
Festival 02 – 08 Haziran Tarihleri Arasında Yapılacak.

15. Altın Koza Film Festivali İle Adana, Uluslararası Boyuta Bir Adım Daha Atıyor.
Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması Finale Kalan 36 Filmi ile Final Jürisi Önünde Yarışacak.

Festivalimiz geçmiş yıllarda olduğu gibi 15. Altın Koza’da da Dünya Sineması’nın seçkin filmlerini Adanalılar ve Türk Sineması konuklarıyla buluşturuyor;
 Dünya Sineması Seçkisi Bölümü’nde ödüllü 9 film
 Akdeniz Ödüllü Filmler Seçkisi Bölümü’nde 5 film,
 Medscreen / Arap Ülkeleri Seçkisi Bölümü’nde 6 film,
 Romy Schneider 70 Yaşında Bölümü’nde 5 film
Dünya Sineması gösterim programlarında sinemaseverlerle buluşacak. Festivalde ayrıca;
 Dünya Sineması’nın seçkin kısa filmlerinden oluşan Kıssadan Hisseye Dünya Bölümü’nde 20 film yer alıyor.
 Dünya Sineması’nın seçkin örneklerinden oluşan Belgesel Film Bölümü’nde 14 film yer alıyor. Festival programında yer alan 6 belgesel filmin ilk gösterimi Altın Koza’da yapılacak.

Adana Yabancı Konukları Ağırlıyor;
Festival’in uluslararası bölümünde filmleri finale kalan, gösterime sunulan yapımcı, yönetmen ve sanatçılardan Adana’ya 50 dolayında konuk 15. Altın Koza Film Festivali’ne katılmak üzere gelecek. Konuklar, kentimizle ve Türk sinemacılarla buluşacak.

1
ULUSAL BÖLÜM

Altın Koza Türk Sineması’nın Devlerini Onurlandırıyor
Festival kapsamında her yıl verilen Onur Ödülleri bu yıl ki sahipleri; yönetmen Halit Refiğ, oyuncu Selda Alkor ve oyuncu Halil Ergün.

Festival Türk Sineması’nın Ustalarını Unutmadı
Altın Koza’da “Türk Sineması’nda Bir Usta Oyuncu” bölümü bu yıl Türk Sineması’nın en önemli oyuncularından Tuncel Kurtiz’e adandı.

Festival’de 12 Türk Filmi Yarışıyor
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda bu yıl 12 film yarışıyor. Festival’in jüri üyeleri; Oyuncu Başak Köklükaya, müzisyen Cahit Berkay, oyuncu Derya Alabora, yönetmen Ezel Akay, görüntü yönetmeni Hayk Kirakosyan, oyuncu Lale Mansur, sinema yazarı Murat Özer, yapımcı Sadık Deveci ve senarist Sırrı Süreyya Önder’den oluşuyor.

Öğrenci Filmleri Jüri Karşısında
Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden 102 filmin başvurduğu yarışmada 32 film yarışıyor. Yarışmanın jüri üyeleri; sinema yazarı Burak Göral, oyuncu Feride Çetin, görüntü yönetmeni Feza Çaldıran, oyuncu Memet Ali Alabora, ve yönetmen Tayfun Pirselimoğlu.

Unutulmaz Türk Filmleri Altın Koza’da Sinemaseverlerle Yeniden Buluşuyor
Ankara Sinema Derneği tarafından yapılan, 324 kişinin katıldığı bir anket sonucu belirlenen Türk Filmleri, En İyi 10 Türk Filmi Bölümü ile sinemaseverlerle yeniden buluşuyor.

Festivalimiz geçmiş yıllarda olduğu gibi 15. Altın Koza’da seçkin kısa ve belgesel filmleri izleyiciyle buluşturuyor;
 Altın Koza Kısa Film Seçkisi’nde 10 film,
 Kısacadana Kısa Film Seçkisi’nde 10 film,
 Belgesel Film Seçkisi’nde 12 film gösterilecek.

2


15. Altın Koza film gösterimleri 6 sinema salonu ile Merkez Park Açık Hava Sineması’nda gösterime girecek. Ayrıca Adana Kültür Merkezi (Tarihi Kız Lisesi Binası) salonlarında kısa ve belgesel filmler gösterime sunulacak.

Engelliler için film gösterimlerinin yanı sıra “Okullar Sinemada, Sinema Okullarda” projesi ile 161 okulda yaklaşık 60.000 öğrencinin sinemayla buluşması hedefleniyor.

Festival Müzik Etkinleri Bölümü Her Yıl Olduğu Gibi Bu Yıl da Çok Zengin
Festival’in 3 Haziran’da gerçekleştirilecek Açılış Töreni’nde Vokaliz bir konser verecek. Gecenin sunuculuğunu ise Janset üstleniyor.

6 Haziran’da gerçekleştirilecek Onur Ödülleri Töreni’ni her yıl olduğu gibi bu yıl da Halit Kıvanç sunacak.

7 Haziran’da gerçekleştirilecek Ödül Töreni’nde Çukurova Quartet unutulmaz film müziklerini seslendirecek.

ALTIN KOZA’YA ULUSAL MEDYADAN BÜYÜK İLGİ


Yarın başlayacak olan 15. Altın Koza Film Festivali’ne ulusal medya büyük ilgi gösterdi. Çeşitli ulusal televizyon kanallarına konuk olan Genel Koordinatör Fevzi Acevit, jüri başkanı Derya Alabora ve festival danışmanları, festivalin içeriğiyle ilgili geniş bilgi verme imkanı buldu.

Yarın başlayarak 8 Haziran Pazar gününe kadar devam edecek olan 15. Altın Koza Film Festivali bir hafta boyunca Adana’yı sinemanın kalbinin attığı bir merkeze dönüştürmeye hazırlanırken, ulusal medya tarafından da büyük ilgi gördü.

Bugüne kadar TV 8’de ‘Şevval Sam’la Sanatla 30 Dakika’, CNN Türk’de ‘Hayatım Sinema’ ve ‘Afiş’, Sky Türk’te ‘En Heyecanlı Yeri’, Habertürk’de ‘Fihrist’, Türkmax’da ‘Gala’, Kanal 24’de ‘Beyaz Perde’, NTV’de ‘24+’ ve TRT2’de ‘Gözönünde’ programlarına konuk olan Festival Genel Koordinatörü Fevzi Acevit, jüri başkanı Derya Alabora ve festival danışmanları, festivalin içeriğiyle ilgili geniş bilgi verme imkanı buldu.

Festival Genel Koordinatörü Fevzi Acevit katıldığı programlarda Yılmaz Güney’in şehri olan Adana için sinemanın her zaman özel bir yeri olduğunun üstünü çizdi. Acevit, festivalin ulusal ve uluslararası olmak üzere iki ana bölümden oluştuğunu belirterek, yarışma bölümüne eklenen ‘Uluslararası Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması’ ile festivalin yeni bir açılım yaptığını ve uluslararası boyutunu pekiştirdiğini söyledi. Sinemaseverler için Türk ve dünya sinemasının seçkin örneklerinden oluşan özel bir program hazırlandığının altını çizen Acevit, ‘Okullar Sinemada, Sinema Okullarda’ bölümüne de değinerek, belli yaş grubundaki öğrenciler için uygun olan bir seçkinin sinema salonları bulunan 120 okulda gösterileceğini, okullarında sinema salonu bulunmayan 40 okulun da sinema salonlara götürülerek, toplam 60.000 çocuğun bu seçkiyi izlenme imkanına kavuşacağını da sözlerine ekledi.

1997 yılında 11. Altın Koza Film Festivali’nde Masumiyet filmiyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan ve bu yıl yapılacak 15. Altın Koza Film Festivali Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması Jüri Başkanı olan oyuncu Deya Alabora ise, Adana’nın kendisi için özel bir yeri olduğunu ve Adanalıların sinemaya olan ilgisinden her zaman çok etkilendiğini söyledi. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda ön elemeyi geçerek yarışmaya hak kazanan filmler hakkında bilgi veren Alabora, ‘İşimiz gerçekten zor olacak, çünkü Türk Sineması’nın son dönemde ürettiği güzel örnekler bu yıl Altın Koza için yarışacak’ dedi.

Festival danışmanlarından Hilmi Etikan ve Alin Taşçıyan ise, Adana halkının sinemaya olan ilgisinin kendilerini her zaman için heyecanlandırdığını belirttiler. Festivalin özellikle film programının zenginliğinden bahseden Etikan ve Taşçıyan, son yıllarda dünyada ön plana çıkan önemli filmlerin gösterileceği festivalde sinemaseverleri çok özel bir programın beklediğini söylediler.

Hilmi Etikan, festivalde gerçekleştirilen Ulusal Öğrenci Filmleri yarışmasının ülkemizin sinemasına yaptığı katkılardan bahsederek, bugün Türk sinemasında yıldızı parlayan pek çok genç yönetmenin ilk ödüllerini Altın Koza Film Festivali Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nda aldığını ve bunun da festivalin Türk Sineması’na yaptığı katkının bir göstergesi olduğunu söyledi.

Taşçıyan ise Akdeniz ve dünya sinemasının ödüllü filmlerinin yanı sıra, dünya sinemasının en önemli oyuncularından biri olan Romy Schneider’e ayrılan ‘Romy Schneider 70 Yaşında!’ isimli bölümde de oyuncunun önemli filmlerinden oluşan güzel bir seçkinin sinemaseverleri beklediğini sözlerine ekledi.

1. Eskişehir Film Günleri


1. Eskişehir Film Günleri, 30 Mayıs - 12 Haziran 2008 tarihleri arasında Eskişehir Yapay Kanatlı Sinemaları’nda düzenleniyor. Sinema dünyasındaki yenilikleri gecikmeden Eskişehir’e getiren Kanatlı Sinemaları geçtiğimiz günlerde Bass Shaker Koltuk Titreşim Efekti uygulamasını başlatmıştı.
Film Günleri’nde gösterilecek önemli filmler arasında Benim Aşk Pastam, Kalpazanlar, Kaldırım Serçesi, Şark Vaatleri, Pariste 2 Gün, 4 Ay 3 Hafta 2 Gün, Kalbini Dinle, Cengiz Han, Persepolis gibi filmler bulunuyor.

18 Mayıs 2008 Pazar

Ulusal Sinema Platformu, Eğitim Programı Devam Ediyor

24 Mayıs Cumartesi
Sabah

Reklâm Verenin Gözüyle Sinema Reklâmlarının Verimliliği

1. Medya Planlama ve Satın alma sektöründe sinema mecrasının yeri (Sinemanın Reklâm pastasından aldığı pay ve konumlandırması, ayrıca genel bir medya sunumu)
2. TV ve Sinema reklâm pazarının karşılaştırması (Destek mecra, ana mecra kavramları kuvvetli ve zayıf yönleri)
3. Reklâm verenin mecra tercihindeki alışkanlıkları (Nelere dikkat ederler, niye tercih ederler, öncelikler nelerdir.)
4. Örnek sinema kampanyası, (Belki Reklâm veren tarafından bir konuk)
5. Televizyon’da en çok tercih edilen format veya yapımlar. Bu listede Türk ve yabancı filmlerin sıralamadaki yeri
6. Gelişen Pazar ve reklâm verenlerin sinemaya artan ilgisi.



Müslüm GÜLER
Pazarlama Genel Müdür Yrd.


NOT : Reklamveren bir konuğumuz olacak…

Saat : 10.00 - 10:30
Kahve İkramı

Saat : 10.30 - 12:00
“Reklam Verenin Gözüyle Sinema Reklamlarının Verimliliği” Müslüm Güler

Saat : 12:00 - 12:15
Kahve İkramı

Saat : 12:15 - 13:15
“Reklam Verenin Gözüyle Sinema Reklamlarının Verimliliği” Müslüm Güler

Saat: 13:15 - 14.15
Öğle Arası

24 Mayıs Cumartesi (Öğle sonu)

Türkiye’de Sinema Seyircisi Profili

1. Sinema İzleyici Profili
2. Sinemada İzlenen Filmler
3. Sinemaya Gitme Sıklığı
4. Yayın Abonelikleri ve Mecra Takibi
5. Film / Sinema Bilgilerine Ulaşım
6. Lüks Tüketim Ürünleri Sahiplik Oranları



Koray Kemal Özduygu
İş Geliştirme ve Pazarlama Müdürü
Business Development and Marketing Manager




Saat: 14.15 – 14:30
Kahve İkramı

Saat: 14.00 - 16:00
“Türkiye’de Sinema Seyircisi Profili(Sayısal ve Niceliksel)”Koray Özduygu

Saat: 16.00 - 16.15
Kahve İkramı

Saat: 16.15 - 17.45
“Türkiye’de Sinema Seyircisi Profili(Sayısal ve Niceliksel)” Koray Özduygu

“Son Balo: Vals ve Zeybek”in Galası Yapıldı


Biray Dalkıran’ın yönettiği kısa film Son Balo: Vals ve Zeybek’in Bursa galası yapıldı. Filmin çekildiği tarihi Belediye binasında yapılan kokteyl sonrasında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin, Biray Dalkıran, Bursa milletvekili Mehmet Ocaktan ve Sümer Ezgü’nün de katıldığı gala gösterimi Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Dünyayla Aynı Gün "Sex and the City"


Sarah Jessica Parker, Kim Cattrall, Kristin Davis, Cynthia Nixon'un rol aldığı efsanevi dizi “Sex and the City”nin sekiz yıl süren çalışmaların ardından çekilen filmi 30 Mayıs 2008’de dünya sinemalarıyla aynı gün Türkiye'de de vizyona giriyor.

Yönetmenliğini Michael Patrick King’in üstlendiği, senaryosunu yine Michael Patrick King ve Candace Bushnell’in yazdığı “Sex and the City: The Movie” filmi ekonomik bağımsızlığını elde etmiş Otuzlu yaşlardaki dört kadının hikayesini anlatıyor.1998-2004 yılları arasında sekiz "Altın Küre"nin de içinde bulunduğu 50'ye yakın ödül kazanan “Sex and the City” dizisinin beyazperde uyarlamasında bu sefer yine birbirleriyle cinsel arzularını, fantezilerini, inanç ve düşüncelerini tartışan ve paylaşan 40'lı yaşlarındaki dört kadının öyküsü anlatılır. Dizinin baş kahramanı Carrie Bradshaw'ı canlandıran Sarah Jessica Parker'ın anne olunca diziyi bırakmasının ardından sona eren 94 bölümlük "Sex and the City" efsanesinin filmi, tek bir California sahnesi dışında New York'ta çekildi. 2000 yılından bu yana beyazperdeye aktarılması planlanan ve geçen yıl bütün oyuncularla anlaşma imzalanmasının ardından çekimlerine başlanan “Sex and the City: The Movie”nin çekimleri, 65 milyon dolar bütçeyle tamamlandı.

Türkiye’ye Fida Film’in getirdiği “Sex and the City: The Movie” filmi 30 Mayıs 2008’de Kuzey Amerika, Fransa ve İtalya sinemalarıyla aynı gün Türkiye'de de vizyona giriyor

Yönetmen: Michael Patrick King
Oyuncular: Sarah Jessica Parker, Kim Cattrall, Kristin Davis, Cynthia Nixon, Chris Noth, Jennifer Hudson, David Eigenberg, Evan Handler, Jason Lewis
Senaryo: Michael Patrick King, Candace Bushnell
Yapımcılar: Michael Patrick King, Candace Bushnell, Sarah Jessica Parker
Görüntü Yönetmeni: John Thomas
Kurgu: Michael Berenbaum
Bütçe: 65 milyon $
Gösterim Tarihi: 30 Mayıs 2008

New Line Cinema - Fida Film

BİLGİ İÇİN : id İletişim & Danışmanlık
0212 278 13 16 www.idiletisim.com.tr
Feride Fışkın feride@idiletisim.com.tr
Elif Soykan elif@idiletisim.com.tr
Gözde Yılmaz gozde@idiletisim.com.tr

YETİMHANE Gösterim Tarihi: 30 Mayıs 2008


GUILLERMO DEL TORO sunar
bir J.A. BAYONA filmi
BELÉN RUEDA
FERNANDO CAYO ROGER PRÍNCEP MABEL RIVERA MONTSERRAT CARULLA ANDRÉS GERTRÚDIX EDGAR VIVAR ve GERALDINE CHAPLIN’in işbirliğiyle
bir RODAR Y RODAR ve TELECINCO CINEMA yapımı WARNER BROS PICTURES ESPAÑA işbirliği ile
senaryo SERGIO G. SÁNCHEZ müzik FERNANDO VELÁZQUEZ görüntü yönetmeni OSCAR FAURA yapım yönetimi SANDRA HERMIDA kurgu ELENA RUIZ
ses XAVI MAS ses tasarımı ORIOL TARRAGÓ
ses miksajı MARC ORTS
özel efekt makyajı DDT-DAVID MARTİ MONTSE RIBÉ
dijital efektler JORDI SAN AGUSTİN LLUİS CASTELLS
sanat yönetmeni JOSEPP ROSELL
kostüm MARİA REYES makyaj LOLA LÓPEZ
saç tasarım ITZIAR ARRIETA
ortak yapımcı BELÉN ATIENZA ELENA MANRIQUE
yürütücü yapımcı GUILLERMO DEL TORO
yapımcı MAR TARGARONA JOAQUİN PADRÓ ÁLVARO AUGUSTIN
yönetmen J. A. BAYONA

SİNOPSİS

The Orphanage (Yetimhane), hayatın kırılganlığı, kaybedilmişlerin ıstırabı ve bir annenin sonsuz sevgisi üzerine…

Laura (Belen Rueda), çocukluğuna dair en mutlu günlerini deniz kenarındaki bir yetimhanede geçirmiştir. Yetimhanenin çalışanları ve Laura’nın birlikte büyüdüğü arkadaşları ona her zaman ilgi ve sevgi göstermişlerdir.

Şimdi, 30 yıl sonra, Laura, kocası Carlos (Fernando Cayo) ve 7 yaşındaki oğlu Simon’la (Roger Princep) çok güzel yıllar geçirdiği yetimhaneye geri dönmüştür. Hayali, uzun süredir kapalı olan yetimhaneyi restore ettikten sonra engelli ve hasta çocuklar için bir yaşam alanı haline getirmektir. Burası çocukların deniz kenarında ve temiz havada rahatça oynayabileceği bir yer olacaktır.

Yeni ev ve bu evdeki gizemli atmosfer Simon’ın hayalgücünü fazlasıyla canlandırır. Küçük çocuk kafasında hayali hikayeler canlandırmaya ve çok da masumane olmayan oyunlar oynamaya başlar. Simon’ın görünmez arkadaşları gün geçtikçe artar ve Simon onlarla vakit geçirmekten çok hoşlanmaktadır. Simon’ın rahatsız edici davranışları Laura’yı da etkiler. Çocuğun bu ilginç dünyasına gün geçtikçe daha fazla giren Laura, çocukluğuna dair, uzun süredir unutulmuş olan, tedirgin edici hatırlarla yüzleşmeye başlar.

Açılış yaklaştıkça aile içindeki gerilim daha da artar. Carlos, bu konuda şüpheci davranmaktadır. Ona göre tüm bu olanlar Simon’ın umutsuzca dikkat çekmek için uydurduğu şeylerdir. Ama Laura uzun süredir gizlenen, ürkütücü ve ortaya çıkmayı bekleyen bazı olayların bu eski evde gizlendiğine yavaş yavaş ikna olmaya başlamıştır. Laura’nın ailesini bu durumdan kurtarabilmesi için yetimhaneden ayrıldıktan sonra o evde neler yaşandığını öğrenmesi gerekmektedir.

YAPIM HAKKINDA

• İlk kez 2000 yılında yazılan senaryo, yönetmen Bayona’nın 2004 senesinde projeyi kabul etmesiyle değişikliklere uğradı. Bayona ve senarist Sanchez senaryo üzerinde bir yıl çalıştılar.
• Çekimler mayıs 2006’da İspanya’ya bağlı özerk bölge Asturias’da bulunan Llanes şehrinde başladı. Llanes doğal güzellikleri nedeniyle seçildi.
• Partarriu Mansion eski yetimhane olarak kullanıldı. 19. yüzyıl sonlarında inşa edilen koloniye ait bu bina yapısı itibariyle oldukça gizemli.
• Yönetmenin bir çok karmaşık kamera hareketlerinden oluşan planı nedeniyle evin içi yeni baştan inşa edildi.
• Çekimlerden önce binlerce storyboard, eskiz ve kavramsal taslak çizildi.
• Sete gitmeden önce kameraların pozisyonlarının belirlenebilmesi için bütün set 3 boyutlu bir grafikte tekrar oluşturuludu.
• Llanes’deki 4 haftalık çekimden sonra çekimlerin geri kalanı 10 hafta boyunca Barcelona’da devam etti.
• Filmin %80’i yaklaşık 1000 m2 lik alana kurulu bir fabrikada oluşturulan setlerde çekildi.
• Film Goya ve Barcelona Film Ödülleri de aralarında olan birçok film festivalinde farklı dallarda 29 ödül kazandı.
YÖNETMENDEN NOTLAR

• Korku filmleri yönetmen için büyük bir okul. Zamanı ve mekanı istediğiniz gibi değiştirme, kamera hareketlerini istediğiniz etkiyi yakalayabilmek için özgürce kullanma hakkına sahipsiniz.
• The Orphanage geçmişe bir yolculuk, içinde bulunduğu zamanla yüzleşemeyen bu nedenle geçmişe sıkışıp kalmış ve kurtuluşu hayal gücünde arayan bir insanın psikolojik portresi.
• Günümüz korku filmlerinden farklı olmasını istedim. Aslında The Orphanage, benim çocukluğumdaki filmlere bir dönüş.
• Korku filmi gitmeye korktuğumuz yerlere bizi götürmeli, bizi rahatsız eden şeyleri göstermeli.
• Hollywood yapımlarında özel efektler, müzik ve sesler izleyiciyi etkilemek için fazla abartılıyor. Bunun nedeni senaryoların güçlü olmaması. The Sixth Sense, The Blair Witch Project, The Others gibi filmler abartıya kaçmadan ticari başarı sağlanabileceğinin kanıtları.

YÖNETMEN HAKKINDA

• 1975 yılında Barcelona’da doğdu.
• Cinema and Audiovisual School of Catalunya’dan mezun oldu.
• Juan Antonio Bayona bol ödüllü 30’dan fazla kısa film, video klip ve reklam filmi yönetti.
• Kısa filmlerinden My Holidays(1999) ve The Sponge Man(2002) İspanyol sinemasının en iyileri arasında gösteriliyor.

OYUNCULAR HAKKINDA

Belen Rueda

• Oyuncu 1965 Madrid doğumlu.
• Mimar olan Rueda aynı zamanda eski bir model.
• 2007 Barcelona film ödüllerinde The Orphanage’daki performansıyla en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. Bunun yanı sıra Goya ödüllerinin de arasında olduğu birçok film festivalinde farklı dallarda 8 ödül kazandı.
• The Orphanage’daki rolü için hem fiziksel hem de duygusal olarak çok efor sarf etti. Çekimler sırasında 8 kilo verdi.
• 2004 yılında Alejandro Amenabar’ın The Sea Inside adlı filminde başrol oyuncusu olarak yer aldı.

Fernando Cayo

• School of Dramatic Art and The Valladolid Conservatory mezunu.
• Oyunculuk derslerine İtalya’da devam eden oyuncu Comedia dell’Arte gibi teknikleri geliştirmek için çalıştı.
• Oyunculuğun yanında yönetmenlik ve müzisyenlik yapıyor.
• Şu an National Classic Theater Company ile çalışan Cayo tek kişilik gösterisi Salvaje ile İspanya turu yapıyor.
Geraldine Chaplin

• Charlie Chaplin’in kızı olan oyuncu 1944 yılında California’da doğdu.
• Paris’te dansçılık yaparken David Lean tarafından keşfedildi ve Doctor Zhivago’da (1965) rol aldı.
• Aralarında Robert Altman, Carlos Saura, Franco Zefirelli, Richard Attenborough gibi önemli yapımcıların olduğu isimlerle çalıştı.

The Orphanage (El Orfanato) Trailer

Astoria Cinebonus Sinemaları ‘O…Çocukları’ filminin galası ile açılıyor...


Demet Akbağ, Özgü Namal, Sarp Apak, Altan Erkekli, İpek Tuzcuoğlu, Sezin Akbaşoğulları, Mahir İpek, Gökhan Atalay, Selen Uçer ve Deniz Özerman’ın başrollerini paylaştığı ‘O... Çocukları’ filminin yapımcılığını Selay Tozkoparan üstlendi.

Sinema işletmeciliğinde sektörün büyük oyuncusu Mars Entertainment Grup tarafından en son teknoloji kullanılarak dizayn edilen Cinebonus Astoria, kapılarını ‘O... Çocukları’ filminin galasıyla açtı. Farklı senaryosu ve güçlü oyuncu kadrosuyla unutulmayacak filmler arasına girmeye aday ‘O... Çocukları’, ilk kez Cinebonus Astoria’da görücüye çıktı. Farklı ve özel dizayna sahip 880 kişi oturma kapasiteli ve özel localı toplam 10 sinema salonundan oluşan Cinebonus Astoria’da filmi izlemek, ayrı bir keyif olacak.

1981’in askeri rejim yönetimi altındaki Türkiye’sinde geçen filmde, hayat kadınlarının çocuklarına bakıcılık yapan emanetçi annenin evinin ekseninde devam eden inanılmaz olayları anlatıyor. Hayata dair tüm gerçeklerin ve duyguların iç içe örüldüğü bu evde yaşanan dram ve trajikomik olaylar seyirciyi çok etkileyecek.

Sırrı Süreyya Önder’in senaryosunu yazıp Murat Saraçoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı filmin müzikleri Kıraç tarafından bestelendi. Çekimler boyunca tüm çalışmalar titizlikle yürütüldü.

‘O… Çocukları’ Filmi Hakkında;

Yapımcı: Selay Tozkoparan
Yönetmen: Murat Saraçoğlu
Senaryo: Sırrı Süreyya Önder
Müzik: Kıraç
Oyuncular: Demet Akbağ, Özgü Namal, Sarp Apak, Altan Erkekli, İpek Tuzcuoğlu, Sezin Akbaşoğulları, Mahir İpek, Gökhan Atalay, Selen Uçer, Deniz Özerman
Süre: 120 dakika
Vizyon Tarihi: 16 Mayıs 2008

Filmin Konusu
Yıl 1981... Türkiye, askeri rejimin yönetimi altındadır. Hayat kadınlarının çocuklarına bakıcılık yapan ‘Emanetçi Anne’nin evinin ekseninde inanılmaz olaylar gelişecektir. Hayata dair tüm gerçeklerin ve duyguların iç içe örüldüğü bu evde yaşanacak dram ve trajikomik olaylar hafızalardan silinmeyecektir.
Unutulmayacak bir senaryo ve muhteşem bir oyuncu kadrosu…
Beğenerek izlediğiniz oyuncuları sürpriz karakterlerle izleyeceksiniz…
Yılın beklenen senaryosu üzerinde yaklaşık bir yıldır çalışılmıştır ve çekimler gizlilikle yürütülmüştür. Bir dönem filmi ve tüm dönemlerde olan duyguların filmi…
Çocuk psikolojisi, eğitim, töre, annelik duygusu ve kadın erkek ilişkileri, toplumsal değer yargıları ve baskı ortamının sorgulandığı tartışmalara yol açacak bir film…


Yönetmenin Görüşü
12 Eylül 1980 tarihi o günlerde henüz doğmamış olanlarda bile tedirgin edici bir tarihtir. Büyük bir toplumsal karmaşanın ardından gelen askeri darbe, birçok insanın yaşamında tedavi edilemez travmalar bırakmıştır. Genç insanlar anneleri, babaları, komşular, arkadaşlar, umutlar, umutsuzluklar hep bu büyük girdabın içinde kaybolup gitti.
“O… Çocukları” projesi bu büyük girdabın içinde hayata tutunmaya çalışan küçük kara balıkların hikâyesini anlatmaya çalışıyor. Polis tarafından arandığı için yurtdışına çıkmak zorunda kalan “aslında suçsuz bir anne, geride bıraktığı küçük kızı ve insanların “Orospu” diyerek hayatın kıyısına ittiği bir grup kadın ve bu insanların birbirlerini anlamaya, giderek sevmeye ve umut etmeye varan trajik bir hikâyedir.”
“O… Çocukları” acı bir film. Bugünden hikâyenin geçtiği 1981 yılına baktığımızda sert bir film ama aslında acının ve sertliğin değil sevmenin, sahiplenmenin, umut etmenin filmi. Bugün artık pek de farkında olmadığımız sahici sevginin denizinde dolaşan bir film. Sırf bu neden bile bu hikâyeyi önemli kılıyor.

Senarist Görüşü
Sadece 80 dönemini değil… Faşizmin dini, imanı, kitabı yoktur. Ama cinsiyeti vardır. Faşizm erkektir. Bütün jargonu, erkek jargonudur. Bütün yöntemi, kaba erkek yöntemleridir. Bir toplumu erkekleştiremezsen, o kitleyi faşizmin uzantısı yapamazsın. Kadın merhamettir, kadın vicdandır, kadın anadır, kadın topraktır. Dolayısıyla faşizmin ilk mağdurları kadınlardır. Bu olgunun fıtratı budur ve ilk mağduriyetini de kadınlar yaşar. O… Çocukları, bir kadın hikâyesidir. Hemen bunlarla birlikte anılması gereken diğer kesim çocuklardır. Kim Allah’tan korkmaz? Çocuk, derler. Çocuk dolayısıyla faşizmden de korkmaz. O… Çocukları’nda kadınların ve çocukların üzerindeki tahribatı anlatmaya çalıştım. Yani faşizmin erkek yüzünü…


Astoria Cinebonus Sineması hakkında;
Astoria’da bulunan Cinebonus sinema salonları İstanbul’da, hatta dünyada yeni bir konsepte imza atıyor. Tamamı localı son teknoloji sistemler ile donatılmış 10 salonlu sinemada misafirler, duvarları cam olarak tasarlanan salonların içerisinden alışveriş merkezini ve İstanbul manzarasını görebiliyor, film esnasında özel bir sistem ile bu özel camlar kapanıyor ve film aralarında tekrar açılıyor.

Özel konsept ve dekorasyon uygulanan, geniş bir fuaye alanına sahip, yüksek standartların uygulandığı, ileri teknoloji sistemi ile donatılan salonların dekorasyonu ünlü mimar Mahmut Anlar tarafından gerçekleştirildi.

İzmirli işadamından 2.kez Atatürk rolü


Antonio Banderas, Brad Pitt, Kevin Costner, Daniel Craig gibi birçok Hollywood yıldızının adı Atatürk rolü için konuşulurken sinemacılar Atatürk rolü için aradıkları kişiyi İzmir’de buldu. Geçen yıl İpek Çalışlar’ın ‘Latife Hanım’ kitabından uyarlanan belgeselde ‘Mustafa Kemal Atatürk’ karakterini canlandıran İzmirli işadamı Yavuz Hekim, bu kez ‘Emret Komutanım’ dizisinde Atatürk rolünde oynadı. Hekim, Mustafa Altıoklar’ın yapımcılığını yaptığı dizinin 19 Mayıs nedeniyle özel olarak çekilen ve 16 Mayıs Cuma günü yayınlanacak bölümünde rol aldı.

Atatürk rolü için yıllardır Hollywood’tan, Yeşilçam’a kadar birçok aktörün ismi geçerken, İzmirli işadamı benzerliği sayesinde Atatürk rollerinin aranan ismi haline geldi. İlk olarak İpek Çalışlar’ın ‘Latife Hanım’ kitabından uyarlanan belgeselde Atatürk’ü canlandıran Hekim, son olarak ‘Emret Komutanım’ dizisinde Atatürk’ü canlandırması için teklif aldı. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle özel olarak çekilen bölümde oynadığını belirten Hekim, “Mustafa Kemal Atatürk’ü oynamaktan onur ve şeref duydum. Ulu önderimize benzemek övünç kaynağım. İlk belgesel teklifi de gazetede çıkan haberlerimden resmimi gören yapımcı Rıdvan Akar tarafından gelmişti. İlk rolümü beğendiğini ileten izleyiciler bir hayli fazla idi. Bu filmlerde beklentim olmaksızın rol aldım” dedi.

Bundan sonra Atatürk rollerinde oynamaya devam edeceğini ve gelecek tekliflere olumlu baktığını belirten prefabrik yapılar üreten Egekons ve Motoryat ile hücumbot üretmek üzere kurulan Hekim Gemi İnşa A. Ş.’nin sahibi Hekim, son oynadığı dizideki Atatürk rolünün 5 sahneden oluştuğunu söyledi. Hekim, Atatürk rolünü oynarken en çok Padişah Vahdettin’e söylediği, “Memleketimin ve Vatanımın selameti için Bu buhranlı günlerde Harbiye Nazırlığı’nı bizzat üstlenmek isterim” repliğinden çok etkinlendiğini söyledi.

Mustafa Altıoklar’ın yapımcılığını ve genel yayın yönetmenliğini üstlendiği ve yönetmenliğini Sarp Levendoğlu’nun yaptığı dizinin çekimleri Bosphorus Otel, Beylerbeyi Sarayı ve İstanbul Boğazı’nda Bandırma Vapuru’nda çekildi. Faruk Saraç’ın imzasını taşıyan Atatürk kostümünü giyen Hekim, Kanal 1’de yayınlanan dizinin Mustafa Kemal ile ilgili sahnelerinin son derece titiz bir çalışma ile çekildiğini anlattı.

Prefabrike yapılar üreten Egekons ve Motoryat, hücumbot üretmek üzere faaliyete geçen Hekim Gemi İnşa A. Ş.’nin kurucusu olan Hekim, bomba etkisizleştirme kutusu ve yüzer eğlence merkezi ‘Egecem Beach Club’ gibi ilginç projeleri ile de dikkat çekmişti.

Hülya Avşar Stüdyosu’nun konuğu Nurseli İdiz


Hülya Avşar’ın TürkMax ekranındaki “Hülya Avşar Stüdyosu” adlı programı beğeniyle izlenmeye devam ediyor... Hülya Avşar’ın 16 Mayıs Cuma günkü konuğu Türkiye’nin en güçlü kadın oyuncularından Nurseli İdiz.

Hülya Avşar, "Hülya Avşar Stüdyosu"nda gündemi takip ediyor. Hafta içi her akşam saat 19.30’da ekrana gelen programda Hülya Avşar fark yaratmış kişilerle bir saat boyunca herşeyin konuşulup tartışılabildiği çok keyifli bir sohbet gerçekleştiriyor.
Gündemdeki tüm gelişmeleri bünyesinde barındıran Hülya Avşar Stüdyosu, bu gelişmelere bakış açısı, değerlendirmeleri ve olayları işleyişiyle ekranlarda fark yaratıyor. En önemli siyasiler, hayatımızı yönlendiren politikacılar, en sert tartışmaların kahramanları, işinin en iyisi olan isimler, bilim insanları, en çok konuştuğumuz ünlüler, yazdıklarıyla fikir hayatımızı etkileyen gazeteciler, yazarlar, müzisyenlerimiz, tiyatrocularımız kısacası, siyasetten sinemaya, kaliteli magazinden iş dünyasına, spordan müziğe kadar Türkiye’nin panoramasını oluşturan en önemli isimler, Hülya Avşar’ın konuğu oluyor.

Hülya Avşar sordu, Nurseli İdiz yanıtladı.

Hülya Avşar, 16 Mayıs Cuma günü programına konuk olacak Türkiye’nin en güçlü kadın oyuncularından Nurseli İdiz’e, “Yeni dönem Türk sinemasında neler yaşanıyor?”, “Dizi sektörü çıkmaza mı girdi?”, “Türkiye’de tiyatro yeterli ilgiyi görüyor mu?” sorularını yöneltecek. Ayrıca Hülya Avşar, Nurseli İdiz’e özel hayatıyla ilgili çarpıcı sorular soracak ve ünlü oyuncu da bu soruları dobra dobra yanıtlayacak.

Bu keyifli sohbeti sakın kaçırmayın!..

LANETLİ RUHLAR (APARTMENT 1303) Gösterim Tarihi: 20 Haziran 2008


Konu:

Apt. 1303

Bazen muhteşem manzaralı; fiyatı uygun ve güzel bir ev bulmak, şanstan çok lanet getirebilir. 1303 no’lu daireye taşınma gafletine düşenler; kanlı ve karanlık bir tarihe sahip olan evin geçmişiyle yüzleşecek ve aynı felaketi kendileri de yaşamaktan kurtulamayacaklardır. Bu evin trajik hikayesini çözmeden bu lanetten kurtulmak ise asla mümkün olmayacaktır.

Oyuncular: Noriko Nakagoshi, Eriko Hatsune, Yuka Itaya, Naoko Otani
Yönetmen: Ataru Otkawa

Senden Başka (Ma vie n'est pas une comédie romantique)

Gösterim Tarihi: 27 Haziran 2008
Dağıtım: Bir Film
İthalat: Filma Ltd.
Yönetmen: Marc Gibaja
Senaryo: Marc Gibaja, Laurent Sarfati
Oyuncular: Marie Gillain, Gilles Lellouche, Laurent Ournac, Stéphanie Sokolinski, Philippe Lefebvre
Görüntü Yönetmeni: Toyomichi Kurita
Kurgu: Sabine Emiliani
Müzik: Vincent Courtois
Kostüm: Mathilde Fontaine
Yapım: 2007, Fransa
Tür: Romantik Komedi
Süre: 92 dakika
Yapım: Nicolas Blanc
Resmi İnternet Sitesi: http://www.studiocanal-distribution.com/xml/flash.html?cfilm=51921
Fragman: http://www.studiocanal-distribution.com/xml/flash.html?cfilm=51921

Konu:

Thomas ve Florence bir super markette karşılaşırlar, fakat Thomas daha ilkokuldayken öptüğü ilk kız olan Florence’ı tanımaz. Geçen yılların ardından Thomas, kız arkadaşı tarafından terkedilen, kalbi kırık bir video oyunu yazarı olmuştur. Florence ise dağılan evliliği sonunda 2 çocuğuyla ne yapacağını bilemez haldedir. İkisinin de düşütüğü bu anlar aralarındaki nostaljik romantizmi yeniden doğurur. Fakat Thomas’ın hayatın filmlerdeki gibi bir romantik komedi olmadığını anlaması uzun sürmeyecektir. Florence da böylece aşkı başka yerlerde aramaya başlar ve hiç de başarılı olduğu söylenemez. Thomas bu aşk arayışından elini eteğini çeker ve New York’a taşınır. Florence’ın henüz keşfetmediği bu yer yepyeni bir sayfa olacaktır.

FIPRESCI Ödülü, Hana Makhmalbaf’ın ‘Utanç’ adlı filmine gitti


8-15 Mayıs tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen 11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nde kazanan film belli oldu. Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Ödülü İranlı yönetmen Hana Makhmalbaf’ın filmi ‘Utanç’a verildi.

Dünyada FIPRESCI Ödülü’nü veren tek kadın filmleri festivali olan Uçan Süpürge’de bu senenin ödülü İran’a gitti.

15 Mayıs Perşembe günü festivalin Kızılırmak Sineması’nda yapılan kapanış töreninde açıklanan Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Ödülü İranlı yönetmen Hana Makhmalbaf’ın 18 yaşında çektiği ‘Utanç’ (Buda as sharm foru rikht) adlı filmine verildi.

Almanya’dan Angelika Kettelhack, Fransa’dan France Hatron ve Türkiye’den Burcu Aykar Şirin’den oluşan FIPRESCI Jürisi ödülü ‘Utanç’a verme gerekçesinde şunları söyledi:

“Bu film, yaşam ile ölüm arasındaki çizginin çok ince olduğu bir coğrafyada büyüyen çocukların hayata, insanlara bakışlarının baştan nasıl çarpıtıldığını zekice ve cesurca belgeliyor. Bazı çocuklar kendilerini büyüklerden öğrendikleri savaş oyununa kaptırsa da, bazıları bu oyunun anlamsızlığının farkında. Küçük bir kız, hayata dair ölümden başka hikâyeler de öğrenmek adına verdiği savaşta çok güçlü, cesur ve sabırlı olabiliyor. Gerçeği yakalama peşindeki belgeselvari tarzıyla film, Afganistan’da yaşanan “gerçeklik”in aslında ne kadar absürt ve utanç verici olduğunun altını çiziyor. Küçük Baktay’ın mücadelesi herkese, özellikle kadınlara ilham verebilecek nitelikte."

‘Utanç’, Hana Makhmalbaf’ın ilk uzun filmi. İranlı Hana’nın 18 yaşında çektiği ve Berlin’den Selanik’e pek çok festivalden ödüller toplamış bu filmi Afganistan’da bir köyde geçiyor ve altı yaşındaki Baktay’ın öyküsünü anlatıyor.

7 yaşında ilk filmini çekti

Marziyeh Meshkini (Şaşkın Köpekler) ile Mohsen Makhmalbaf’ın (Kandahar) kızı, Samira Makhmalbaf (Kara Tahta) ile Maysam Makhmabaf (Samira Kara Tahta’yı Nasıl Çekti) kızkardeşi olan Hana, 7 yaşında babasının yönettiği ‘A Moment of Innocence’ filminde oynadı. 8 yaşında ‘The Day My Aunt Was Ill’ adlı ilk kısa filmini çekti ve bu film kendisi sadece 9 yaşındayken Locarno Film Festivali’nde gösterildi. 14 yaşındayken Afganistan’da çektiği, ilk belgeseli ‘Joy of Madness’ 2003 yılında Venedik Film Festivali’nde üç ödül kazandı.

Uzun zamandır beklenen filmin ekibi Gala' da...


Sunuculuğunu Selen Sevigen ile usta sinema yazarı Mehmet Açar’ın üstlendiği Gala programı bu hafta da değerli konuklarıyla Türk sinemasını konuşmaya devam ediyor.

Bu hafta Gala; bugün gösterime girecek olan “O...Çocukları” filmini konuk ediyor. Yönetmen Murat Saraçoğlu, oyuncular Özgü Namal ve Sarp Apak, filmin yapımcısı Selay Tozkoparan’ın katıldığı programda film ile ilgili bütün detaylar konuşulacak.

Yapımcı Selay Tozkoparan bir kadın yapımcı olarak film yapmanın tecrübesinden bahsederken, yönetmen Murat Saraçoğlu “O...Çocukları”nın hazırlık ve çekim aşamlarından bahsedecek. Oyuncular Özgü Namal ve Sarp Apak ise canlandırdıkları karakterleri, sette yaşananları ve bir kadın hikayesi olan bu filmin önemini Gala izleyicileriyle paylaşacaklar.


Sadece Türk sinemasının konuşulduğu Gala programı 16 Mayıs Cuma akşamı saat 22:25’de TürkMax’ta.

FESTİVAL SONA ERİYOR! ŞİMDİLİK!


11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, 15 Mayıs akşamı saat 19.00’da Kızılırmak Sineması’nda yapılacak kapanış töreniyle sona eriyor. Oyuncu Seda Akman’ın sunacağı törende, Kısa Film Öyküsü Yarışması’nın birincisi ile FIPRESCI Ödülü’nü kazanan film açıklanacak. Ödül alan film törenin ardından ücretsiz gösterilecek.

Vakıfbank’ın sponsorluğunda, Kültür Bakanlığı ve Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun katkılarıyla düzenlenen 11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde 27 ülkeden 88 kadın yönetmenin 89 filmi yedi gün boyunca sinemaseverlerle buluştu.

Festivalin kapanış töreni, 15 Mayıs Perşembe akşamı saat 19.00’da Kızılırmak Sineması’nda yapılacak. Sinema filmleri ve televizyon dizilerinin başarılı oyuncusu Seda Akman’ın sunacağı törende iki ödül, sahiplerini bulacak.

Festival kapsamında her yıl düzenlenen Kısa Film Öyküsü Yarışması’nın birincisi kapanış töreninde açıklanacak.

Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Jürisi ise festivalin “Her Biri Ayrı Renk” başlıklı bölümünde izlediği 12 filmden birine ödül verecek. Tüm dünyada tüm kadın filmleri festivalleri içinde yalnızca Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri’nde verilen ve çok prestijli kabul edilen bu ödül, kapanış töreninde sahibi bulacak. Ödülü alacak olan film, törenin ardından ücretsiz gösterilecek.

Kapanış törenine tüm sinemaseverler davetli.

Serra Yılmaz’la “Temel İçgüdü”


Tiyatro ve sinemanın önemli
ismi Serra Yılmaz, sizleri kısa zamanda alternatif lezzetlerin denendiği, aşkın ve sanatın konuşulduğu mutfağına
davet ediyor...
Her hafta bir ünlüyü ağırlayan Serra Yılmaz’ın bu haftaki
konuğu ünlü sinema yazarı ve eleştirmeni Atilla Dorsay

18 Mayıs Pazar 11.40


Beyazperde ve sahnelerde izlemekten keyif aldığımız başarılı isim Serra Yılmaz, şimdi de aşçılığını konuşturuyor! Usta oyuncu, her pazar TürkMax ekranlarına gelen ve birbirinden nadide yemeklerin lezzet saçtığı “Temel İçgüdü” adlı programında ünlü konukları ağırlamayı da ihmal etmiyor. Fakat programa gelen konukların 'farklı' bir görevleri oluyor. Programdan önce alışveriş yapan konuklar, yanlarında içi dolu bir sepetle geliyorlar ve yemek hazırlanırken sepetlerindeki malzemelerle Serra Yılmaz'a yardımcı olmaya çalışıyorlar. Serra Yılmaz, bu hafta programına konuk olacak sinema yazarı Atilla Dorsay’a, “Balık Yumurtalı Makarna” ve “Karides” yapacak.

Tadına doyulmaz sohbetlerin de gerçekleştirildiği program boyunca Serra Yılmaz, “Temel İçgüdü” adından da anlaşılacağı üzere aşk ve tutkuya dair duygularını ve tecrübelerini sizlerle paylaşıyor. Hayatın lezzetini kendi tarzıyla yansıtan ve samimi tavırlarıyla gönülleri fetheden Yılmaz'ın mutfağına uğramayı unutmayın!

Keyifli seyirler!...

Bizans” Belgeseli, 21.Mayıs' ta Pangea Day kapsamında yapılacak


Pangea Day kapsamında Doğu Roma’nın, Bizans İmparatorluğu’nun hikâyesinin anlatıldığı Bizans adlı belgesel Pangea Vakfı, Pera Müzesi ve Cervantes Enstitüsü’nün katkılarıyla 21 Mayıs Çarşamba günü 19:30′da gösteriliyor.
Dördüncü yüzyılın başında Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasının ardından Doğu Roma, Hristiyanlığı kabûl eder ve başkentini İstanbul’a taşır. Bizans, Helenistik mirasın üzerinde gelişip refah düzeyini artırmakla kalmaz, Mısır ve Pers medeniyetlerinin geleneklerini de bünyesine alarak birçok kültüre kaynaklık edecek bir dünya yaratır.

16 Mayıs 2008 Cuma

İkinci Nefes (Second Breath) Gösterim Tarihi: 13 Haziran 2008


Gösterim Tarihi: 13 Haziran 2008
Dağıtım: Bir Film
İthalat: Filma Ltd.
Yönetmen: Alain Corneau
Senaryo: José Giovanni, Alain Corneau
Oyuncular: Daniel Auteuil, Monica Bellucci, Michel Blanc, Jacques Dutronc, Eric Cantona
Görüntü Yönetmeni Yves Angelo
Kurgu: Marie-Josèphe Yoyotte
Müzik: Bruno Coulais
Kostüm: Louise Rapp
Yapım: 2007, Fransa
Tür: Dram/Cinayet
Süre: 155 dakika
Yapım: Laurent Pétin, Michèle Pétin
Web Sitesi: http://www.arpselection.com/
Fragman: http://mftm.blogspot.com/2008/04/le-deuxieme-souffle-2007.html

Konu:

Dünyanın Bütün Sabahları’nın saygın yönetmeni, Jean-Pierre Melville’in 1966’da aynı isimle filme çektiği romanı yeniden uyarlayarak, “bugünün gözleriyle, bugünün en iyi oyuncuları, görüntüleri ve kendi kuşkularımız ve ümitlerimizle” kara film türüne dönüş yapıyor. 1958’de geçen hikâye, hapishaneden yeni kaçmış meşhur gangster Gu’yu takip ediyor. Bütün Fransız polis teşkilâtı adamın peşinde. Sevdiği kadın Manouche’la beraber ülkeyi terk etmeden önce para bulmak için son bir iş yapması gerekiyor. Başarılı da oluyor, fakat polislerin çevirdikleri dolap sonucunda kendi suç ortakları onu bir hain gibi görüyorlar. Gu, bundan sonra şerefini temizlemek için ne gerekiyorsa yapacak.

SINIR(DA) “FRONTIER(S)” 13 HAZİRAN 2008’DE SİNEMALARDA...


EUROPACORP VE CARTEL PRODUCTIONS SUNAR KARINA TESTA, SAMUEL LE BIHAN, ESTELLE LEFEBURE, AURELIEN WIIK « FRONTIER(S) » DAVID SARACINO, CHEMS DAHMANI, MAUD FORGET, AMELIE DAURE, ROSINE FAVEY, ADEL BENCHERIF, JOEL LE FRANCOIS VE PATRICK LIGARDES İLE JEAN-PIERRE JORRIS’IN KATILIMIYLA SANAT YÖNETMENİ OLIVIER AFONSO GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ LAURENT BARES YARDIMCI YÖNETMEN YANN CUINET KURGU CARLO RIZZO ORİJİNAL MÜZİK JEAN-PIERRE TAIEB SES JACQUES SANS JEAN-NOEL YVEN FLORENT LAVALLEE YAPIM TASARIMI JEREMY STRELISKI VFX AMİRİ RODOLPHE GUGLIELMI VFX BR FILMS PRODUCTION YAPIM YÖNETMENİ ARYANAZ ARYANA POST-PRODÜKSİYON YÖNETMENİ SANDRINE LESENECHAL UYGULAYICI YAPIMCI HUBERT BRAULT BİR CARTEL PRODUCTIONS EUROPACORP CHEMIN VERT PRODUCTIONS PACIFIC FILMS BR FILMS ORTAK YAPIMI CANAL PLUS VE CINECINEMA’NIN KATKILARIYLA VE PROCIREP’IN ORTAKLIĞIYLA YAPIMCI LAURENT TOLLERON SENARİST VE YÖNETMEN XAVIER GENS

www.chantierfilms.com - http://www.frontiersunrated.com/





SINIR(DA)

SİNOPSİS
2007. Fransız başkanlık seçimlerinde muhafazakar ve aşırı sağcı taraf karşı karşıya gelir. Yöre halkı iyice hareketlenir. Varoşlarda ayaklanma çıkmış, her köşede alevler yükselmektedir. Kent merkezindeki kargaşa ortamından yararlanmak isteyen küçük çaplı bir hırsız çetesi, büyük bir soygun hazırlığındadır. Başarılı oldukları takdirde ülke dışına kaçacak ve çetenin kadın üyesinin çocuğunu aldırabilmesi için gereken parayı elde edeceklerdir.
Ancak soygun sırasında işler kötü gider ve grup bölünür. Polisten kaçmaya çalışan bazı çete üyeleri, Lüksembourg sınırı yakınında ıssız, köhne bir pansiyona saklanırlar. Soyguncular kaba saba görünümlü otel sahiplerinin, eski bir Nazi olduğundan habersizdirler. Pansiyon sahibi kendi ari ırklarından oluşan yeni dünya düzeni kurmak için, faşist fantezilerini bu kişiler üzerinde gerçeğe dönüştürmek için her şeyi yapmaya hazırdırlar. Ancak beyaz ırkçıların dışarıda bu hayallerini uygulama şansı olmamaları sahibi oldukları otelde çeşit çeşit sapıklık ve yozlaşmayla dolu ürkütücü bir atmosfer yaratmalarına yol açmıştır.
Artık genç kahramanlarımızın azap ve çilelerle dolu günleri başlamıştır. Otelin karanlık ve ürkütücü odalarında her türlü aşağılama ve işkenceye tabi tutulurlarken evrensel özgürlüğün gerçek anlamını öğrenmeye başlayacaklardır.

YÖNETMEN XAVIER GENS
Eğer SINIR(DA) Xavier Gens’in mantıklı ikinci adımı gibi gözüküyorsa, bunun sebebi genç yönetmenin işine tutkuyla bağlı, Fransız sinemasını değiştirmeye kararlı bir yönetmen olmasıdır. Bugüne kadar imzasını attığı 30’dan fazla müzik videosuyla büyük film stüdyolarının dikkatini çekmesine; yeni doğan yıldız olarak tanımlanmasına rağmen ilk uzun metrajlı filminin kendi eğilimlerine uygun olmasını tercih etti.
Büyük baskılar altında çekim yapmak, finansal zorluklara göğüs germek zorunda kaldığı halde kararlılığından vazgeçmediğini belirten genç yönetmen, SINIR(DA)’yı hangi koşullar altında yaptığını şu sözlerle dile getiriyor:
“En başından beri aklımda çok net bir düşünce vardı. Fransız usulü bir ‘Deliverance’ yapmak istiyordum. Fransa topraklarında böyle bir projeyi hayata geçirmek olağanüstü zordur. Çünkü burada insanlar size evet derler ama kararlarının sonucunu kabullenmek istemezler. Böyle bir filmi yarım yamalak tedbirler alarak yapamazsınız. Ya hakkını vererek yapacaksınız, ya da yapmayacaksınız. Bu film, sıkıcı ve uzlaşmacı Fransız sinemasının suratına inen bir tokattır. Kendinizi frenlediğiniz takdirde böyle bir filmi yapamazsınız. Yakın dönemde Aja ve Valette, ‘High Tension’ ve ‘Malefique’ ile ateşi biraz körüklemişlerdi. Ancak sonradan hiçbir şey olmadı. İzleyiciyi korkudan tir tir titretecek yeni bir filmin zamanıydı. İzleyici 90 dakika boyunca çarpılmalıydı, tokat yemiş gibi sarsılmalıydı ki, bu tarz filmleri Fransa’da da yapabileceğimizi anlasın! Filmin setlerinde görev alan 40 insan elinden gelen herşeyi yaptı. Çünkü bu filmi yapabileceğime, bunun kaçırılmayacak bir fırsat olduğuna hepsi de yürekten inandı.”
SINIR(DA), Fransız film endüstrisinin arka bahçesinde duran zaman ayarlı bir bomba gibidir. Uzlaşmasız, iğrenç, yıkıcı özellik taşıyan filmlerden hoşlanan sinema tutkunlarının hayalinin gerçekleşmesidir. Yönetmen Xavier Gens bu konudaki düşüncelerini şöyle açıklıyor:
“80’li yıllarda bu tarz filmleri izleyerek büyüdüm. Favori filmlerim Conan (Conan the Barbarian) ve ‘Mad Max’ti. Yönetmenlerden ise Sam Raimi, Peter Jackson. Bu filmi yaparak, kendi gençliğime damgasını vurmuş gerilim filmlerine geri dönmek istedim. Ayrıca ilk filmimin, çok fazla takdir ettiğim bu tarza karşı hissettiğim sevginin deklarasyonu olmasını istedim. SINIR(DA) işte böyle bir film. Eğer ileride daha kişisel filmler yapacaksam şu anda bu filmi yapmalıydım. Özellikle de bu tarz filmlerin bence çok kişisel malzeme içermesi sebebiyle yapmam gerekiyordu.
Bu film, gerilim tarzının örtüsü altında benim bazı konulardaki düşüncelerimi yansıtır. “The Night of the Living Dead”de Romero hangi düşüncelerini yansıttıysa benim açımdan SINIR(DA)’nın işlevi de aynıdır. Filmin arka planına Fransız cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi politik bir altyapı hazırladık. Bu arka planın sıradan olmamasını, tarihsel açıdan önemli bir süreç önünde gelişmesini istedim. Yaklaşım olarak da Verhoeven, Raimi, Spielberg ve Scorsese gibi yönetmenlerin çalışmalarından esinlendim.”
Eğer Xavier Gens bu ustaların filmlerini yakından incelediyse kararlı, savaşçı ve amansız yaklaşımıyla onları çağrıştırdığı söylenebilir. O filmlerdeki hiyerarşik kuralları reddeden sinema tutkunlarına benzeyen bir yönetmen… Bunu da şu sözlerinden anlamak mümkün:
“Film yaparken uygulayacağım tek kural, izleyicinin beyinlerini ve duygularına ulaşacağımız sürekliliği yakalamak için çıtayı sürekli yükseltmekten ibarettir. Bence bir filmin amacı, izleyiciyi daha ilk anda hayalarından yakalamak, sonra tamamen ezinceye kadar daha kuvvetli, daha kuvvetli ezmek olmalıdır.”

YAPIM NOTLARI
“Naziler… Yozlaşma ve Silahlı soygun…” Sadece bu üç sözcüğü duymamız bile SINIR(DA)’nın setine alelacele koşmamıza yetti. Texas Katliamı (The Texas Chainsaw Massacre) çizgisinde bir film olan SINIR(DA), baştan sona kadar vahşet ve heyecan dolu, şiddetin aşırı uçlarında gezinen bir “ölüm-kalım mücadelesi”, bir “can pazarı” filmi…
Fransız sinemasının çekingen, utangaç ve küçümseyici yüzüne adeta kafa tutan SINIR(DA), izleyicinin korkuyla çığlık atmasını, şok olmasını, midesinin tiksintiyle bulanmasını hedefliyor. Herhangi bir duygusal engele aldırış etmeyen, stresli ve gergin bir yönetim anlayışı sergileyen Xavier Gens, kendisini bu tip yönetmenlik tarzının ön cephesine koymaktan da çekinmiyor. Grafik şiddet unsurlarıyla bezenmiş romanlardan esinlenen SINIR(DA) tarzında filmlerin yapılması bundan birkaç yıl önce neredeyse imkansızdı. Oysa bu tarz filmler şimdilerde giderek daha fazla aranır oldu.
SINIR(DA), çevremizdeki dünya ile paralellik kurmaya önem veren en iyi gerilim filmlerindeki kodlara saygı duyan bir filmdir. Bu açıdan bakınca genç ama yetenekli oyunculardan kurulu bir kadroya, yeni bir şeyler başarmaya istekli bir yönetmene ve limitleri zorlayarak daha ileriye taşımayı amaçlayan bir senaryoya sahip olması kaçınılmazdı, nitekim öyle de oldu. Her açıdan aşırı şiddet yüklü bir film olan SINIR(DA)’nın tıpkı daha önce izlediğimiz “Testere” (Saw) ve “Kurt Kapanı” (Wolf Creek) gibi SINIR(DA)’da izleyiciye işkence etmekten ve zor anlar yaşatmaktan dolayı kaybedecek bir şeyi yok. Hatta o filmlerdeki şiddet sahnelerinden daha kötüsüne hazırlıklı olun!

Cinemania "Osmanlı Cumhuriyeti"nden Bildiriyor!


Ömür Gedik'in hazırlayıp sunduğu Cinemania bu hafta "Osmanlı Cumhuriyeti"nin setinde. Filmin senaristi ve yönetmeni Gani Müjde, başrol oyuncuları Ata Demirer ve Vildan Atasever, Ömür Gedik'in sorularını yanıtlıyor.

Gani Müjde, "Osmanlı Cumhuriyeti"nin nasıl ortaya çıktığını aktarırken, Ata Demirer ve Vildan Atasever, rollerine nasıl hazırlandıklarını anlatıyor. Çekim sürecinde yaşanan zorluklar ve keyifli anların yanı sıra, filmin ilk kez yayınlanacak kamera arkası görüntüleri de Cinemania'da.

İndiana Jones geri dönüyor. Filmin en son çıkan fragmanı bu programda yer alıyor. "Karamel" filmini yazan, yöneten ve başrolü oynayan Nadine Labaki, Ömür Gedik'in sorularını yanıtlıyor. Vizyona giren yeni filmler ve ödüllü sorular Cinemania'da. Ömür Gedik'in hazırlayıp sunduğu Cinemania her Cumartesi Kanal D'de. Kaçırmayın!

“SİNEMA, DİGİTAL TEKNOLOJİSİ VE YENİ TEKNOLOJİLER”


17 Mayıs günü gerçekleşecek seminer programı sabah oturumunda "Digital Teknoljinin geldiği boyutlar, yeni gelişmeler ve nasıl kullanıldığı" öğle sonu oturumunda ise "Digital Teknolojinin Türkiye Gerçeği," işin aslı bu iki oturum birbirin tamamlayan oluşudur.

İkinci gün: "Reklam verenin gözüyle sinemada durum-istatistik ve kaynak taraması, film yapmak isteyenlerin bakış açılarını nasıl değiştirmeliler, seyircinin filmi nasıl izlediği, seyirci sayısındaki azılmanın sebebleri" konuları işlenecek.

İki gün sürecek seminer programında film yapanlar "Digital mi çekeyim?”, “35 mm’mi çekeyim?” veya “Digital çekeyim, 35 mm baskı kopyası yaparsam daha ekonomik olur mu?” Bu soruları çoğaltabiliriz. Bu seminerin kısa zaman diliminde bir bilgilendirme, yönlendirme ve açılım getireceği inancındayım. Duruma göre sonbaharda yeni bir eğitim içinde olabiliriz.

Sayın üyemiz kuruluşlara,

Çok değerli eğitimci dostlarımız bu eğitime katılıyor. Mutlaka en az 1 temsilci ile katılmanızı rica ediyorum.

Sayın sinemacı dostlarımız,

Bu programa katılmanızı bekliyorum.

Selam ve Saygılar.

Erdoğan KAR
(İcra Kurulu üyesi)
Eğitim Koordinatörü

İletişim ve Bilgi için:
E. KAR: 0532 544 64 90
TEL: 0212 293 90 01-02

17 MAYIS 2008 CUMARTESİ
Saat : 10.00 – 10:30
Kahve İkramı

Saat : 10.30 -12:00
“Dijital Sinema Teknolojisi Ve Türkiye”
Münire - Michael Armstrong

Saat : 12:00- 12:15
Kahve İkramı

Saat : 12:15- 13:15
“Dijital Sinema Teknolojisi Ve Türkiye”
Münire - Michael Armstrong

Saat : 13:15- 14.15
Öğle Arası

Saat : 14.30 – 15:00
Kahve İkramı

Saat : 15.00 -16:30
“Doğrusal Olmayan Kurgu Sistemleri ve Türkiye Gerçeği”
Ulaş Cihan Şimşek

Saat : 16.30 -16:45
Kahve İkramı

Saat : 16.45 -18:00
“Doğrusal Olmayan Kurgu Sistemleri ve Türkiye Gerçeği”
Ulaş Cihan Şimşek












18 MAYIS 2008 PAZAR

Saat : 10.00 – 10:30
Kahve İkramı

Saat : 10.30 -12:00
“Reklam Verenin Gözüyle Sinema Reklamlarının Verimliliği”
Müslüm Güler (Medya sektörü)

Saat : 12:00- 12:15
Kahve İkramı

Saat : 12:15- 13:15
“Reklam Verenin Gözüyle Sinema Reklamlarının Verimliliği”
Müslüm Güler (Medya sektörü)

Saat: 13:15- 14.15
Öğle Arası

Saat: 14.30 – 15:00
Kahve İkramı

Saat: 15.00 -16:30
“Türkiye’de Sinema Seyircisi Profili (Sayısal ve Niceliksel)”
Fida Film

Saat: 16.30 -16.45
Kahve İkramı


Saat: 16.45 -17.45
“Türkiye’de Sinema Seyircisi Profili (Sayısal ve Niceliksel)”
Fida Film